hükümlerin ve hakikatlerin geçerliliği zamanla sınırlı değildir. Bunlar hatasız ve tartışmasız sabit doğrulardır.
Bir şey için bu farzdır, haramdır, günahtır, sevaptır diyorsak neticede, dinle ilgili bir yargıda bulunuyoruz demektir. Allah’ın yapılmasını istediği davranışların karşılığında sevap, yapılmasını istemediği davranışların yapılmasında da günah diye uhrevi bir müeyyide vardır. Allah’ı çok anmak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek, kurban kesmek, sabırlı olmak, günahlarımızdan af dilemek gibi salt dini olan eylemlerde görüldüğü gibi bir dünya kazancı elde etme söz konusu değildir. Bu tür ibadetler ancak Allah için ve Allah istediği için yapılır, neticesinden bir sevap umulur, öteki dünya için bir mükafat beklenir.
Dinin yasakladığı, haram kabul ettiği günah saydığı eylemler de mevcuttur. Kur’an ve Hadislerde zikredilen bu yasaklar da dinin alanı içine girer. İçki içmeyiniz, kumar oynamayınız, Allah’tan başkasına ibadet etmeyiniz, zina etmeyiniz, faiz yemeyiniz, hırsızlık etmeyiniz gibi.
Allah dünyamızı düzenleyen hükümlerde vazetmiştir. Kimlerle evlenmeyeceğimizi, mirası nasıl taksim edeceğimizi, hırsızlık eden ve adam öldüren ve zina edenlerin nasıl cezalandırılacağını da bildirmiştir.
Allah ana-babaya, akrabaya, komşuya iyi davranmak, sabırlı olmak, sadaka vermek gibi ahlak konularında da öğütlerde bulunmuştur.
Allah’ın bildirdiklerinin hepsi dindir, kutsaldır ve bizi sonsuza kadar bağlar.
95
95 |