1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167 



  

  memiş maslahatlar da vardır. Bunlar fıkıh alimleri tarafından tümevarım yöntemi ile ortaya konan genel prensipler olarak görülmelidir. Kitap ve Sünnetin telkin ettiği genel hakikatler olarak: Canın muhafazası, dinin muhafazası, neslin muhafazası, malın muhafazası, aklın muhafazası gibi.

  Bu genel ve temel amaçları gerçekleştirmek ve bunları zarardan koruyacak tedbirler almak, bu amaçla hükümler koymak maslahat yöntemi ile içtihatta bulunmaktır. Eşitlik, cezanın suç nispetinde olması, ticarette aldanmadan sakınmak ve belirsizliğin giderilmesi gibi daha pek çok maslahattan bahsetmek de mümkündür.

  

  SEDD-İ ZERAİ (KÖTÜLÜK YOLLARINI TIKAMA)

  

   Sedd-i zerai maslahata göre hüküm vermenin bir alt bölümüdür. İsmi üzerinde kötülüğe giden yolları kapama esasına dayanır. Esrara vesile olduğu için kendir ekimini, eroine vesile olduğu için haşhaş ekimini yasaklamak gibi. Faiz şüphesi olan bazı ticari muameleler de bu amaçla yasaklanabilir. Daha kötü bir sonucu önlemek için yol kesene haraç verilebilir. Bunlar akılla ortaya konan tedbirler olduğu için hata ve değişmeye açıktır. Bazen bu yöntemler istismar edilerek dinin genel prensiplerine aykırı hükümlere de varılabilmiştir. Padişahların devletin selameti için kardeşlerini öldürmeleri, fitneye sebep olur diye kadınların camiye ve cemaate gitmelerinin yasaklanması bu kabil hükümlerdendir.

   Bu yöntemle varılan hükümlerin çoğunluğuna bakıldığında bunların olağanüstü şartların hükümleri olduğu anlaşılacaktır. Bu tespit bizi İslam hukuk alanında bir olağanüstü hal hukukuna ihtiyaç olduğu sonucuna götürür.

  

  89

  

 


89
Önceki                  Sonraki