Her konuda kıyas yoluyla da olsa tabi olacağımız nasslar bulunmamaktadır. Ayrıca hükümlerimizde illa da bir nassa veya sahabe fetvası gibi bir habere istinat etmek gibi mecburiyet, bizi, başka tehlikelerle karşı karşıya bırakıyor. Bu durumda ya sübutu zayıf haberlere baş vuruyor veya zayıf illetlere dayalı olarak kıyas yapmak mecburiyetinde kalıyoruz. Veya istihsan gibi başka yöntemlere baş vurmak gerekiyor.
İstihsanın kullanıldığı alanlardan biri hangi suların temiz olduğu ile kuyuların nasıl temizleneceği meselesidir. Müçtehitler bir meselenin çözümünü önce Kitap ve Sünnete arıyorlar; Kitap ve Sünnette bir hüküm bulurlarsa onunla hükmediyor, eğer Kitap ve Sünnette bu konuda bir hüküm bulunamazsa, icma, sahabe fetvası veya kıyasa baş vuruyorlar. Hanefi Mezhebinin önderlerine göre kıyas yoluyla elde edeceğimiz çözüm bizi tatmin etmiyorsa, o zaman aklımızı kullanarak en uygun olan çözümü araştırıyoruz. Buna da istihsan deniyor.
Hanefilere göre, suyu pis olan bir kuyu -o zaman başka yöntemler olmadığı için- bu kuyudan kova ile yeteri kadar su çekmekle temizlenir. Biz kuyudan su çektikçe yerine taze ve temiz sular gelir ve kuyunun büyüklüğüne göre yeteri kadar su çekince de kuyu temizlenmiş olur. Kova pis kuyuya ilk dalışta pisleneceğinden, pis bir kova ile kuyunun temizlenmesi kıyasa aykırı ise de burada yapılan işin kolaylığı kıyası terk etmeyi gerektirir.
İstihsan, Hanefi mezhebince çokça kullanılmış bir içtihat etme yöntemidir. Halkın ihtiyaçlarını karşılayacak daha uygun çözümün görüldüğü yerlerde, yerine göre, nassı tahsis etmek, umumi bir kaideyi veya kıyası terk etmektir.(30)
 30 İslam Ansiklopedisi, istihsan maddesi.
86
86 |