b) Köylerde Cuma namazı kılınır. Burada şunu yeniden hatırlatalım: Biz bu konuda istinat edeceğimiz bir haber veya bir işaret elde etseydik bu iki farklı hükme varmazdık.
Yukarıdaki örnekten şuraya gelmek istiyoruz: a ve b hükümlerinin ikisi de dinle ilgili bir konuda verilen hükümlerdir. Ama bizatihi dinin emri değillerdir; insanların uygun gördüğü çözümlerdir. Bu tür hükümlere ne ad vermeliyiz? Bu hükümleri, mükelleflerin yükümlülüklerinden olan farz, faz-ı kifaye, vacipve nafile gibi terimlerle de karşılayamıyoruz. Burada farklı bir hüküm tarzı gerekmektedir. Bu hükümlerin doğruluğu konusunda isabet etmiş olalım veya olmayalım bu hükümlere hangi yüklemi uygun görmeliyiz. Bu hükme dinle ilgili bir hüküm demenin ötesinde dine uygun bir hükümdür diyebilir miyiz? Diyemezsek ne demeliyiz?
Şimdi de başka bir örneği ele alalım: Allah müminleri sadaka vermeye teşvik etmiş, zekat vermeyi emretmiştir. Peygamberimi(as) sadaka vermenin tatbikatı olarak Ramazan bayramından önce sadaka-ı fıtır adı altında fakirlere sadaka vermiş ve geçim durumu iyi olanlara da sadaka-ı fıtır vermesini emretmiştir. Ayrıca Peygamberimiz, her kişi için bir fitre verilmesini ve fitrenin bir günlük gıda karşılığı olarak yiyecek maddelerinden verilmesini istemiş ve o zamanın gereği bu fitreler kuru hurma, kuru üzüm, buğday veya arpadan verilmiştir.
Yukarıdaki malumattan anlaşılacağı gibi fıtır sadakası vermek dinin apaçık bir hükmüdür. Yalnız sadaka-ı fıtrın yiyecek maddelerinden verilmesi ve bununda kuru hurma, kuru üzüm, buğday veya arpa cinsinden olması da dinle ilgili
102
102 |