anlamında Peygamberimiz istihsan metodunu kullanmasıdır.
Sadaka ve zekatla ilgili sorunların temelinde bunların ibadetle ilgili olup olmadıkları anlayışı yatmaktadır. Eğer zekat, ibadetler kapsamında ise bu alanda yapılacak içtihatlar ve değişiklikler bid’at sayılır. Eğer muamelattan olduğu kabul edilirse o zaman içtihatlara açıktır denebilir. Kanaatımca sadaka ve zekat, muamelat tarafı ağır basan bir konudur. Çünkü zekat, bir devlet görevi olarak konulmuş ve mahiyeti itibari ile de içtihada açık bir özelliği bulunmaktadır. Bu alanda çözümü gerektiren çok sayıda problem bulunmaktadır.
‘İki kilo et veya buğday karşılığı para vermekle, fıtır sadakası sahih olur’ diyen kimse dinle ilgili bir yargıda bulunmuştur. Fakat bu, bizatihi dinden olan bir hüküm değildir. Çünkü insan sözüdür. Dinle ilgili, fakat insan sözü olan bu tür hükümlere, uygun bir isim bulunmalıdır. Örneğin dinî içerikli hüküm, dine uygun hüküm, dine aykırı olmayan hüküm gibi. İslami ilimlerin bazı alanlarında yeni tabirlere ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir.
İster dine uygun, ister dinî hükümlere dayalı, isterse dini içerikli hüküm diyelim içtihat yoluyla vereceğimiz bu tür hükümlerin kutsallığı ve değişmezliği meselesi bizim tezimizle ilgilidir ve üzerinde düşünülüp tartışılması gereken bir konudur.
Bu çalışmada biz dinden olanla olmayanı birbirinden ayırmaya yönelik bir metot arayışı içindeyiz. Bazı kimselerin (ibadetler ve yukarıda belirtilenler hariç) Peygamberimizde örneğini gördüğümüz beşeri münasebetlerle ilgili bazı
104
104 |