imamlarına göre, ezan ve kamet Peygamberimizin sünneti veya sünne-i müekkede olan bir ibadettir. Bu onların sünnet terimine verdikleri anlama göre değişir. Ezan okumak, farzın tarifinde ifadesini bulan kat’i bir delil ile sabit olmasına ve İslam cemaati olmanın bir işareti sayılmasına rağmen, Hanefilerce farz veya vacip fiillerden sayılmaması, yadırga-nacak bir durumdur. Delilin sübutu ve manaya delaleti ile sabittir ki, ezan, Peygamberimiz(as) zamanından beri her namaz vaktinde okunmaktadır. Bazı bilginler, mescitlerde ezan okumaya Sünnet-i Hüda diyorlar. Hanbeli Mezhebinin bu konudaki tespiti daha isabetli görülmektedir.
Peygamberimiz(as) in çokça devam ettiği ve ara sıra terk ettiği ibadet şekilleri de vardır. Bunlar tarifin bu bölümüyle örtüşmektedir. Örneğin namaz kılarken namazın sünnetleri diye nitelenen hareketler, abdest alırken Peygamberimiz (as)in abdestin farzları dışında yaptığı ilaveler bunlardandır. Her halde Peygamberimiz abdest alırken kollarını ve yüzünü her defasında olmasa bile çoğunlukla üçer kere yıkamış, tekbir alırken ellerini yukarı kaldırmış, çoğu kez de namazın ahirinde tahiyyatü veya buna benzer bir dua okumuştur.
Sünnet ibadetlerin bir özelliği de şudur: Peygam-berimiz(as) bir ibadeti uygun görüp teşvik etmiş, fakat, umuma emretmemiştir. Zekat dışında ayrıca sadaka verilmesi, kadın olsun erkek olsun Müslümanların mescide ve cemaata gelmeye teşvik edilmeleri gibi.
Sünnet teriminin peygamberimizin ibadetle ilgili olmayan davranışlarına da teşmil edilmeleri, fazladan yapılan ibadetleri karşılamak üzere çok sayıda terimin bulunması, bunların mezhepler bazında farklı bir şekilde tarif
29
29 |