1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167 



  

  ğimizi, zekatı ne şekilde toplayacağımızı örneklerle bizlere göstermiştir. Örneğin biz, namazın vakitleri ve rekatlarını Peygamberimizin(as) tatbikatından öğreniyoruz. Bütün bunlar ibadetle ilgilidir ve şüphesiz ki dinin alanı içindedir. Biz ibadetle ilgili konularda tatbikatın nasıl olacağını biz akıl yürütmelerle elde edemeyiz. İbadetler konusunda Peygamberimizin göstermediği bir usulü tesis etmek, şüphesiz ki dinden olmayan bir şeyi dine ilave etmek olur. Bu çok büyük bir günahtır.

  Peygamberimiz(as)in din dışında kalan ve zamanın olaylarının şartları ile sınırlı olan tatbikatlarını ve bunun anlamını inşallah Sünnet bölümünde ele alacağız.

  Kur’an-ı Kerimin bütün hükümleri emir ve nehiyler şeklinde değildir. Bazı ayetler tavsiye niteliğindedir, uyulup uyulmaması insan iradesine bırakılmıştır. Yapılmasında sevap olanlar teşvik edilmiş, yapılması günah olanlardan kaçınılması istenmiştir: Sadaka vermek, insanlarla iyi geçinmek, felaketler karşısında sabırlı olmak, Allah’tan af dilemek gibi.

  Kur’an-ı Kerimin emirleri olsun, tavsiyeleri olsun veya düzenleyici kuralları olsun hepsi dinin değişmez kuralları olmakla birlikte bazı hükümlerinin yürürlüğe konmamış olması veya fıkıh kitaplarında bu konulara yeterince yer verilmemesi dikkatimizi çeken bir husus olmuştur. Acaba bunlar neden görmemezlikten gelinmiş ve bu konularda neden mevzuat geliştirilmemiştir? Bu derinlemesine araştırılması gereken bir konudur. Biz burada bu ayetlere kısaca değinmekle yetineceğiz.

  1-Bunlardan biri, boşanmada iki şahit bulundurulmasını emreden Ayet-i Kerimenin hükmüdür. Bu hükme rağmen, boşanmada şahit bulundurulması, fıkıh

  

  38

  

 


38
Önceki                  Sonraki