I: BÖLÜM
DİNDE ÇIKARIMLAR ÜZERİNE
Dinle ilgi fiiller söz konusu olduğunda, biz bu fiillere farz, vacip, sünnet, müstehab, helal, mendup, haram, mekruh, caiz, batıl gibi kavramları yüklüyor, bunları bu tür hükümlerle değerlendiriyor bir bakıma dinî yargıda bulunuyoruz.
Biliyoruz ki bu hükümlere, her zaman nassların delaleti ile değil de bazen dinde çıkarım yapma yöntemi yoluyla ulaştığımız oluyor. Çıkarım veya içtihat yapma işi aynı zamanda mantıkla ilgili bir konudur. Felsefe ve mantıkla yakınlığımız ve aldığımız dini eğitimin verdiği bir güvenle dinî terimlerin anlamları, dinde çıkarımlar ve dinî yargıların özellikleri üzerine düşünmeye ve araştırmaya koyuldum.
Fıkhî mezhepler incelendiğinde görülüyor ki, farz, vacip ve haram terimleri dahil ef’ali mükellefin denilen bütün terimlerin anlamları mezheplere göre az veya çok farklılıklar gösteriyor ve bunlar bazı alanlarda tarifleri ile örtüşmüyorlar.
Dinde çıkarımlar meselesine gelince, bazı kurallar- daha çok ibadet ve muamelatla ilgili kuralları kastediyorum- ya doğrudan ayet ve hadislere dayandırılıyor veya kıyas, icma’, rey, istihsan gibi bazı metotlar kullanılarak dolaylı yollardan bir sonuca ulaşılmaya çalışılıyor. Bu konuda önemli olan noktalardan biri şudur: Kıyasa, istihsana, akla dayanarak ortaya konan hükümlerin dinî esaslara uygunluğunun iddia edilmesi.
Bu uygunluk Kitap ve Sünnetle ortaya konan hükümlerle aynı değerde midir? Esasta bunlar aynı değerde
12
12 |