yaya yürümesi, koku sürünmesi, gözlerine rimel sürmeleri için kadınlara izin vermesi, çarşıda satıcıları denetlemesi, hastalara ilaç tavsiye etmesi de onun sünnetleri arasında yer alır. Lakin bu sünnetlerin din olmadığı bir gerçektir. Sünnet, dinden olan hakikatleri ispat etmek için bir delildir ama her sünnet din değildir. Bu paragrafta yer alan sünnetlerin hiç birine dinin özelliklerinden olan kutsallık ve değişmezlik sıfatlarını yükleyemeyiz. Ayrıca bir şeyin gerekli olması başka din olması ise daha başkadır. Örneğin şehirlerde hamam yapmak, caddeleri arabaların geçeceği kadar geniş tutmak, kaçak kat inşa edene ceza vermek gerekli ama bunlar da din değildir.
Sünnetin hangi çeşidi olursa olsun, ister peygamberlik, ister ulu’l emr, isterse bir baba, bir komşu, bir öğretmen, bir eş sıfatıyla vuku bulsun Peygamberimiz(as) sünneti, bizim ve bütün insanlık için bir yol gösterici olmaya ve örnek alınmaya devam edilecektir. Peygamberimizin sünnetini kısımlara ayırıp değişik başlıklar altında incelemek bu gerçeği değiştiremez. Bizim üzerinde durduğumuz şey, gerçekte dinden olmayan şeylere bir kutsallık kazandırılarak bunların dokunulmaz ve değişmez hususlar olarak kabul edilmelerine dikkat çekmektir ve daha çok hukuk sahası ile ilgilidir.
2-Haber-i Mütevatir ve Haber-i Vahit
Sünnetle ilgili ikinci mesele şudur: Peygamberimizin sünnetinden olduğu ileri sürülen haberler, güvenilir bir şekilde Peygamberimize istinat etmekte midir? Yani gerçekte bunlar Peygamberimizin sünneti midir?
Peygamberimizin sağlığında dinden olan bir şey söz konusu olduğunda Kur’anı Kerim hükümleri ile Peygam-
50
50 |