edilmeleri ve sünnet ibadetleri delillendirme usulleri, sünnet terimi üzerinde yoğunlaşan başlıca sorunları oluşturur. Sünnet teriminin çok anlamlılığı ve belirsizliğinin giderilmesi üzerine çalışılmalar yapılmalıdır. Belki de bu alanda yeni terimlere ihtiyaç duyulacaktır.
Sünnet denilen ibadetlerin delili zannî midir?
Sünnet denilen ibadetlerin sadece zannî delillere dayandığı sanılmamalıdır. Nitekim Peygamberimiz(as)in nafile oruç tuttuğu, nafile namaz kıldığı, sadaka verdiği, bayram namazı kıldığı, mütevatir haberlerle sabittir. Bunların Peygamberimizin uygulamalarından olduğu, süregelen tatbikatla da şüphe götürmez bir şekilde mezhep imamlarına intikal etmiştir.
D-MEKRUH TERİMİ ÜZERİNE
Mekruh kavramı da anlamı oldukça belirsiz dinî terimlerden biridir. Bu belirsizlik bu kategoriye giren yasakların temellendirilmesinde ve hatta mekruh teriminin bazen dinî olmayan yasaklar için de kullanılmış olmasında yatmaktadır. Hanefi din bilginleri, haram kapsamında görmedikleri yasakları ikiye ayırmışlardır: Tahrimen mekruh ve tenzihen mekruh. Hanefi fıkıh alimleri zannî bir delile dayanan yasaklara tahrimen mekruh derken haramların alanını daraltmakta ve mekruhların alanını genişletmektedir.
Kütüb-u Sittedeki hadisleri bir araya toplayan alimlerin eserlerine baktığımızda ( 7300 hadisin yer aldığı Kütübu Sitte Muhtasarını örnek verebiliriz) haram kelimesi 169 haberde yer alırken mekruh kelimesi ise sadece 27
30
30 |