Bunlar insan aklının idrak edemeyeceği ancak nebevi yetilerle bilinebilecek hususlardır ve bunlar Peygamberimizin “Size dininizden ne söylersem onu alın”(15) dediği şeylerdir; tartışmasız dinden olan konular ve hükümlerdir.
b)Diğer yanda Peygamberimiz bir peygamber, bir devlet reisi ve bir toplum önderi olarak emirler vermiş, hükümler tesis etmiş ve tavsiyelerde bulunmuştur. Bunların bir kısmı içtihadî hükümlerdir. Peygamberimizin kendi içtihadı ile hükümler verdiği, usul kitaplarında örnekleriyle gösterilmektedir. Genellikle usulcüler, “işte Peygamberimiz(as) bu yöntemi kullanarak içtihatta bulunmuştur” demek suretiyle yöntemlerinin meşruluğunu göstermeye çalışmaktadırlar. İçtihadî hükümlerin bir özelliği de hata ve değişme kabul etmeleridir. Peygamberimizin gerek kendiliğinden ve gerekse ashabıyla istişare ederek verdiği hükümlerde bazen hata ettiği olmuş ve tefsircilerin yorumlarına göre de Bedir Savaşı esirleri hakkında verilen hükümde olduğu gibi Allah tarafından uyarılmıştır. Ayrıca sefere çıkmamak için Peygamberimizden izin isteyen münafıklara izin vermesi de uygun görülmemiştir. (Tevbe Süresi 43. Ayet)
Şüphesiz ki Peygamberimizin beşeri münasebetler sahasında verdiği içtihadî hükümlerin hepsi o günün toplumsal olaylarına en uygun ve en doğru hükümler olarak kabul edilmektedir. Çünkü Peygamberimizin re’ye dayanan bu tür hükümlerinde hata ve yanılma olsaydı, bunlar vahiy
 15 Peygamberimiz hurma çiçeklerinin aşılanması konusunda şöyle söylemiştir: “Biliniz ki ben bir beşerim. Size dininizle ilgili bir emirde bulunursam onu derhal alın. Eğer kendi re’yime dayanan bir şey emredersem bilin ki ben bir beşerim.” Müslim, fezail:140
47
47 |