halkının yaşayışı gibi yaşamak istiyorum, o yaşayışı kendime örnek edineceğim diyen kimse ise kendi tercihini ortaya koymuştur. Bu kişinin kendi bileceği iştir. Fakat bunları dinden sayarak hareket etmenin mahzuru da ortadadır. Bu mahzura işaret edenler, Peygamberimizin kılık kıyafetini ‘ibadet kastıyla’ taklit edenleri, günah işlemekle suçlamışlardır.
Bu konudaki güncel örneklerden biri de şudur: Bilindiği gibi ayakta durarak idrar gidermek, bazı fıkıhçılara göre haram sayılmıştır. Bu nedenle de tuvaletlerde ki pisuarlar sökülmektedir. Peygamberimiz(as) ihtiyacını oturarak gidermiş olduğundan bu hükme varılmış ve idrar dökme ihtiyacını ayakta durarak gidermenin, Peygam-berimize muhalefet olduğu kabul edilmiştir. Oysa biz biliyoruz ki, o devrin gereği olarak büyük ve küçük abdestin giderilmesi için helalar yoktu. Bu tür ihtiyaçlar için yakın çevredeki tenha yerler kullanılırdı. Devrin giyiniş tarzı da ayakta su dökünmeye uygun değildi. Demek ki o dönemin özelliklerinden kaynaklanan sebeplerle Peygamberimiz ayakta durarak idrarını gidermedi. O zamanlar pisuarlar vardı da bunlara rağmen küçük abdestini oturarak gidermiş değil ki, buradan bir yasaklama çıkaralım. Buradaki asıl mesele idrarın üzerimize sıçramasından sakınmaktır. Dinimizin emri budur. Şekilsel hususlara dalmakla gerçekte dini olan bir husus mu gözden kaçmaktadır? Neden hala dinin amacına yönelik en uygun çözüm uygulanmaz da daha zor olan bir şekle ısrar edilir? Camilere bitişik tuvaletlerdeki pisuarları yasaklayanlar bizim din önderlerimiz değil mi?
116
116 |