kaçırmamak gerekir. Günümüzde, ölünün arkasından yapılan bir takım merasimlerin, toplumda yaygın bir uygulama olmasına karşın, dinimizin gereklerinden olmadığı hatırlanmalıdır.
5-Kıyas yoluyla varılan sonucun, bir benzerlikten dolayı nassa veya dine uygunluğu söylense de istihsan yaparak varılan hükmün dine uygun olduğunu söylemek oldukça güçtür. Bu konuda müçtehit alimler de aralarında ihtilaf etmişlerdir. İstihsan daha çok olayın mahiyetinden kaynaklanan en isabetli veya doğru hükme varmaktır. Bunun dine aykırı olmadığı rahatlıkla iddia edilse bile dine uygun olduğunu gösteren her hangi bir delil bulunmamaktadır. Bu dedenle aşağı yukarı aynı anlama gelen, istihsan, re’y ve mesalih-i mürsele gibi yöntemlerin hukuk dışında kullanılmaması ve bunlarla varılan çözümlerin dinden olduğunun iddia edilmemesi gerekir.
Şer’i hukuk veya şeriat hukuku dediğimiz hukuk sistemi, dinin kutsallığından güç almaktaydı. Oysa kullanılan yöntemlerden anlaşılacağı gibi, şer’i hukuk dediğimiz külliyatın çok azı, belki de ancak yüzde biri vahiy kaynaklıdır. Nitekim İmam Malik, 1500 sayfalık eserinin yüzde beşini köle hukukuna ayırmasına rağmen, bu konuda sadece bir tek hadisi delil olarak almıştır. Diğer hususlar sahabe fetvalarına, süregelen uygulamalara ve Medine şehrinin örfüne dayanmaktadır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim, köleliğin kalkacağına bir işaret olarak, kölelik hukuku ile ilgili hiçbir hükme yer vermemiştir. O halde bu konuda dinin bağlayıcı bir niteliğinden bahsetmek doğru olamaz.
162
162 |