İmam Şafiî’ye göre, içtihat yapmanın tek yolu vardır; o da bir hükmü, benzetme yoluyla bir asl’a bağlamak, dolayısıyla kıyas yapmaktır. Neticede kıyas yapmak ile içtihat yapmak aynı anlama gelmektedir. Kıyas yapan kimse, nassın bildirdiği hükmü analiz ederek ondaki sebepleri bulup ortaya çıkarmaya, nassın konuya tatbikinin imkanı olup olmadığını araştırmaya, meseleyi mukayese ve muhakeme ederek nassla olay arasındaki benzerlikleri ve ayrılıkları tespite, aklın bütün yetilerini kullanarak aklı en geniş biçimde mesele üzerine teksif etmeye ve en isabetli sonuca ulaşmaya çalışır.
Yukarıdaki tarife göre, kıyas yapabilmek için üç şartın bulunması gereklidir: Hakkında nass bulunmayan bir olay, hakkında nass bulunan bir olay ve bu iki olayda bulunan müşterek illet.
Küçüklerin mallarının idaresi için nasıl veli tayin edilmesi gerekirse küçüklerin evlenebilmeleri için de velilerinin izni gerekir şeklindeki kıyasta bu üç özelliği görebiliriz.
Örneğe göre: Küçüklerin evlenmesi meselesi birinci olaydır. Bu hakkında Kitap veya Sünnet nassı bulunmayan bir konudur. Küçüklerin mallarının idaresini için veli tayin edilir hükmüne gelince, örneğimize göre bu ikinci olaydır. Bu konu Kitap nassı ile belirlenmiştir.
Her iki olayda müşterek illet, yaşta küçük olma özelliği olarak görülmektedir. Bu müşterek illetten dolayı, malın idaresi için verilmiş hüküm, nikah aktı için de verilmiş olmaktadır. Yani küçüklerin mallarının idaresi için veli tayin edilmesi gerekirse nikah akti için de veli tayin edilmesi gerekir. İşte fıkıhçıların kıyas dediği çıkarım budur.
76
76 |