Fıkıh alimleri, kırk koyunu, otuz sığırı, beş deveyi, 200 dirhem gümüşü, 20 misgal altını, buğday ve arpada da beş vesak miktarını zenginlik ölçüsü olarak kabul ettiler. Çünkü Peygamberimiz bunların aşağısından zekat alınmasını uygun görmedi. O günün şartlarında bunlar değerde birbirine denkti. 40 koyun 30 inekle, 200 dirhem gümüşle ve beş vesak buğdayla aynı değerde idi. Bu gün bunların değerleri değişmiştir. Örneğin 20 miskal altın 200 dirhem gümüşten 12 kat, 30 inek de 20 miskal altından 30 kat daha değerlidir. Diğer yanda ekonomi geliştikçe zenginlik ölçüsü de değişecektir. Bunun farkına varan müçtehitlerden bazıları diyet için değişik ödeme biçimleri teklif etmişlerdir.
Bizim kanaatimize göre, aslı ihtiyaçların, zekata tabi mallar ve bunların ölçüsünün, diyet miktarının insanlar tarafından belirlenmesi, Kitap ve Sünnete aykırı olmayan bir tutumdur. Çünkü bu konularda Kitap bir ölçü koymamış ve Peygamberimiz de o devrin şartlarına göre davranmıştır. Aslında bu miktarların nasıl belirleneceğine dair Allah’ın Kitabında bize her zaman uygulayabileceğimiz ve uygularken de geliştirebileceğimiz güzel bir metot önerilmektedir.
Maide Suresinin 95. ayetinde bu metotla ilgili olarak şöyle denilmektedir: “Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim(ihramlı iken) onu öldürürse(kendisine)bir ceza vardır. (Bu ceza) Kâbe’ye ulaştırılmak üzere öldürdüğünün dengi olup, ikinizden iki adil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle kefaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır...” Bu Ayet-i Kerime, Hac esnasında ihramlı olan hacıların av avlamalarını yasaklamakta, bilerek bu
153
153 |