1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167 



  

  kural vazetmek, bir sözleşmenin batıl veya geçerli olduğunu söylemek dinî olan bir konuya insanların görüşlerini ilave etmek demektir. Allah’a ve Peygamberine ait olan bu yetkiyi insanlara tanımaktır.

  Hambeli Mezhebinin kurucusu Ahmet ibni Hambel, daha ileri giderek sadece istihsanı değil, kıyası da bid’at üreten bir metot olarak ele almakta ve kıyasla din tesis edilemez demek istemektedir.

  Aslında bu iki müçtehidin tutumu , dünya ve dinî görüşleri ile ilgili tutarlı iddialar sayılabilir. Çünkü salt olarak din olan bir şey, ancak dinin kaynaklarına yani Kitap ve Sünnete istinat etmelidir. Fakat bu müçtehitler ve bunların kurucusu oldukları mezhepler dinin alanını o kadar geniş tutuyorlar ki, dinden saydıkları her meseleyi, Kitap ve Sünnetle halletmek mümkün olmuyor. Fıkhın bütün konularını dinden sayıp da, bu konularla ilgili tüm meseleleri Kitap ve Sünnetle açıklamak gereğini duyanlar, çok kere zayıf hadislere baş vurarak daha tehlikeli bir yolu seçiyorlar. Yani Peygamberimiz(as)den sadır olduğundan emin olmadığımız haberleri dinin emirleri saymak gibi daha büyük bir yanlışa düşüyorlar.

  Eğer konumuz sadece iman ve ibadet konuları olsaydı Kitap ve Sünnetten başka bir kaynağa baş vurmaya gerek duymazdık. Hakkında hiçbir nass bulunmayan konuların da fıkhın konuları arasında alınması, buralarda hukuki düzenleme yapma ihtiyacını doğurmuş ve müçtehitleri re’y adı altında bazı yöntemleri kullanmaya sevk etmiştir. O halde Re’y diye isimlendirdiğimiz yöntemler ancak dinle alakalı olmayan bir sahada geçerli olabilir. Bu saha toplumun

  125

  

 


125
Önceki                  Sonraki