Ayakta su dökmenin haram veya mekruh olmadığını düşünen alimler de vardı. Fakat bunların yöntemi de diğerlerinden farklı değildi. Onlar da Peygamberimizin hayatından bir örneğe, ayakta idrarını giderdiğine dair bir tek örneğe istinat etmeye çalışıyorlardı.
Peygamberimiz(as) de her beşer gibi, insan hayatının gerektirdiği bir takım tabii davranışlarda bulunmuştur. Peygamberimizin yeme ve içmede kullandığı usul ve araçlar, kullandığı ev eşyaları ve savaş malzemeleri, giyim ve kuşamı, oturuş şekli, yürüyüşlerde binek kullanması, yabancılarla görüşmelerinde kullandığı usul ve erkân, bütün bunlar peygamberlik ve devlet başkanlığı ile ilgili olmayan hususlardı.
İbni Kuteybe’nin söylediği gibi: “Bir insan kabak yemese veya hurmayı karpuzla yemese, buna sünneti terk etti denir mi?”(44)
Kur’an-ı Kerimin açıkladığı şekilde, Peygamberimiz, en güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiştir. Yukarıdaki mütalâa, Peygamberimizin ahlakın en güzel örneği olduğu gerçeği ile çelişmez. Çünkü ahlak başka, zamana bağlı şekilsel hususlar başka.
Biz yukarıda, bazı davranışların dinden sayılmaması gerektiğine işaret etmiş bulunuyoruz. Fıkıh kitaplarını incelediğimizde, bazı alimlerin dinin alanını alabildiğine geniş tuttuklarını, Peygamberimizin devlet başkanlığı ve günlük hayatından alınan örneklerin hepsini dinden sayarak, insan ve toplum hayatını, bütün veçheleri ile dinin şemsiyesi altına almaya çalıştıklarını görüyoruz.
 44 İbni Kuteybe. Te’vilü Muhtelif-il Hadis Tercümesi. Sayfa:121
117
117 |