Kitabında Müslümanlardan birinin karşılaşacağı herhangi bir hadisenin hükmünü doğru olarak gösterecek bir delil mutlaka vardır.”(40) İmam Rabbani de bu konu ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmaktadır: “Ebu Hanife’nin içtihatlarını re’y diye reddedenler dinin yarısı atmış olurlar”(41)
e)Çoğunlukla fıkıh deyince, İslam şeriatı kastedilmekte ve bu konuda şeriat sözünün taşıdığı kutsallık, fıkhın bütün hükümlerine sirayet ettirilmektedir. Şer’i hükümlerin kutsallığı ise şöyle beyan edilmektedir: Kur’an-i Kerim, tümden şer’i hükümleri camidir. Şeriatın bazı hükümleri nassın ibaresi ile, diğer bazı hükümleri de nassın işareti, nassın delaleti veya nassın iktizası suretiyle bilinmektedir.
Kutsallaştırma hareketi sadece bunlardan ibaret değildir. Sahabe fetvaları ve içtihatları da değişmez ve kutsal kabul edilmektedir. Sonra gelenlerin içtihatları ise zannîdir. İçtihadî hükümlerin özelliğinden kaynaklanan hata ve değişme özelliği, Peygamberimiz ve ashabının içtihatlarında söz konusu edilmemektedir.
İbadet olsun, muamelat veya adap olsun hep birlikte fıkhın konuları arasına gösterilmekte, yine fıkıh veya hadis kitaplarında hep birlikte yer almaktadır. Fıkhın kutsallığının temin edilmesi için de ibadet olsun muamelat olsun aynı yöntemle ele alınmaktadır. Diğer yanda çıkarımların nasslara uygunluğu her fırsatta ifade edilerek muamelatın bütün bölümlerine ve hükümlerine kutsallık kazandırılmak
 40 Er-Risale. Paragraf: 48. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.  41 Kektubat-ı Rabbani. 368. Mektup. Arapçadan Çeviren: Abdülkadir Akçiçek
100
100 |