Muteber usul-u fıkıh kaynaklara göre ise kıyasın tarifi şöyle yapılmaktadır: “Aralarındaki müşterek illet dolayısıyla Kitap, Sünnet ve icma’ ile hükmü sabit olan bir emri, hakkında nass bulunmayan bir meseleye tatbik etmektir.”(26)
Usul-u fıkhı ilk tedvin edenlerden biri olan İmam Şafiî: “Bir şey hakkında Kitap ve Sünnette bulunan nasslara uygun olduğunu gösteren bir takım işaretlere dayanarak, hüküm aramaktır.” veya “Kıyas yapılacak olay, birkaç asl’a benzer. Bu durumda o, daha çok elverişli olan ve daha çok benzerlik gösteren asl’a kıyas yapılır.”(27) demek suretiyle küçük farklarla yukarıdaki tarifi tekrar etmektedir. İmam Şaiî’ye göre, Kabe’den uzak olan bir kimsenin kıbleyi tayin hususunda bir takım emare ve işaretlere dayanarak yer ve yön tayin ederek bir kanaate, bir hükme varması yani yönünü belirlemesi, kıyas yoluyla içtihatta bulunmaktır. İmam Şafiî konu ile ilgili olarak ayrıca şunları da söylemektedir: Kıble yönünü belirlemek için içtihat yapmak vaciptir. İçtihat edenin içtihadında yanılması da mümkündür. Kıyasın hükmü kesin değildir; doğrusunu Allah bilir. (28)
Şimdi de hakkında nass bulunmayan bir konuda hükmün nasıl verileceğine bir bakalım. İmam Şafiî’den alınan örnek şöyledir:(*) Soru şudur: Muhtaç babaya evladın bakması zorunlu mudur? Bu konuda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ama İmam Şafiî, evladın muhtaç olan babaya bakmasının gerektiğini kıyas yoluyla ileri sürebilmektedir.
 26 Muhammet Ebu Zehra. Ebu Hanife: Sayfa: 307 Osman Keskioğlu Çevirisi.  27 İmam Şafiî. Er-Risale tecümesi. 122 ve 125. paragraflar. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.  28 İmam Şafiî. Er-Risale Tercümesi. 1321. paragraf ve devamı.  * İmam Şafiî. Er- Risale Tercümesi. 1497-1502 arası paragraflar
74
74 |