arada din adamları da dilin bu etkileme gücünden fazlasıyla yararlanırlar.
Belirsizlik: Dinî terimlerle ilgili olarak bizim için en önemli konu, kavramların belirsizliği meselesidir.(6) Kavram-ların belirsizliği tariflerle giderilir. Dilimizde pek çok kelime ve veya terimin anlamları belirsizdir. Biz “kedi”, veya “çift sayı” kavramları içine neleri koyacağımızı çok iyi bilir ve bu konuda hiçbir tereddüt göstermeyiz. Bunlar anlamları belirli kavramlardır. Ama “dahi” kelimesi böyle değildir. Dahi sözcüğü, içine kimleri alacağımızı tam olarak bilemediğimiz kavramlardan biridir. Biz genellikle çok zeki, çok becerikli, diğerlerinden çok üstün kimselere dahi diyoruz. Ama bu kavramın içine kimleri sokacağımız konusunda ise tereddüt ediyoruz. Örneğin hangi ilim adamı bu anlamda dahidir, hangi sanatçı bu kavramın içine girer, hangi politikacıya dahi politikacı denir? Bize öğretilenlere dayanarak İbni Haldun’a, Fuzuli’ye, Fatih Sultan Mehmet’e dahi demekte bir tereddüt göstermeyiz de, iş Ziya Gökalp, Yahya Kemal veya II.Abdülhamit’e gelince duraksarız. Bu dahi sözcüğüne vereceğimiz anlamın yeterince belirli olmadığını gösterir.
Belirsizlik özelliği en çok sosyal bilimler alanındaki terimlerde kendini hissettirir. Hırsız, katil, zeki, solcu, sağcı, liberal, pazar ekonomisi, komünist terimleri gibi. Usul-ü fıkıhçılar buna kapalılık diyorlar. Örneğin hırsıza uygulanacak cezayı kefen soyucu, yankesici, kapkaççı gibi
 6 Bu kitapta terim ve kavram sözcükleri çok sık ve bazen birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bunun nedeni şudur: Kavram denince bir şeyin zihnindeki tasavvurunu anlıyoruz. Terim ise zihinde oluşan bu tasavvurun dil ile ifade edilmesidir. Neticede ikisi de aynı şeyi dile getiriyor.
18
18 |