Küçük bir kasaba büyüklüğündeki bir bölgede yaptığım bir incelemenin sonucuna göre, 50 yıl içinde cenaze törenleriyle ilgili olarak ondan fazla değişiklik meydana gelmiştir. Bu on husus, 50 yıl önce dinin gerekleri gibi algılanıyordu; 50 yıl sonra bunların yerini alan yeni gelenekler de yine dinin gerekleri olarak kabul edilmektedir.
Sosyal ve kültürel çevrenin hukuka ve ahlaka etkilerini, re’ye dayanan bütün içtihatlarda ve bilhassa sedd-i zerai ilkesinin kullanılmasında açıkça görebiliyoruz:
Peygamberimiz kadınları camiye gelmeye teşvik etmesine rağmen, “fitneye sebep olur” görüşü ile kadınları camiden ve cemaatten uzaklaştıracak fetvalar verilmiş olması, buna güzel bir örnek teşkil etmektedir. Kötülükleri giderecek tedbirler almak bazı kişilerin yetkisinde olabilir. Örneğin uyuşturucu imalinde kullanıldığı için haşhaş bitkisinin ekiminin sınırlandırılması veya yasaklanması gibi. Ama bu yetkinin, bu konudaki nasslara rağmen, sosyal çevrenin de etkisiyle kadınlar hakkında biraz da keyfi olarak kullanılması düşündürücüdür. Hakkında hiçbir nass bulunmadığı halde “Kadının sesi fitneye sebep olur” demek de ancak böyle bir tutumla izah edilebilir.
Buharî ve Müslimde rivayet edilen bir Hadise göre Peygamberimiz(as) “Allah’ın kadınlarının, Allah’ın mescitlerine girmelerine engel olmayın, namaza koku sürünmeden çıksınlar.”(*) demesine rağmen, Hanefi ve Maliki mezhebine mensup bazı müçtehitler, kadınların camiye gelmelerine ve cemaate katılmalarına izin vermemiş ve şöyle
 * İmam Malik. Muvatta. Kıble Kitabı. 12 ve 13. hadisler. Muvatta Tercümesi. Beyan Yayınları. İst-1994
136
136 |