emreden ve kötülükten sakındıran nasslara uygun olsa bile din değillerdir.
Bir de Cuma hutbesini okuyan din görevlisinin şu sözlerine bakalım. İmam hutbeden şunları söylüyor: ‘Arabasındaki sigara küllüğünü sokağa boşaltan sürücü, bu davranışıyla insanların müştereken yararlandığı bir alanı kirletmiş ve büyük günah işlemiş olur.’ İmdi burada ifade edilen sözlerin doğru olması, imamın iyiliğe tavsiye etmesi ve bunun bir din görevlisinin ağzından çıkması veya bir mabette söylenmiş olması onlara bir kutsallık kazandıramaz; neticede bunlar insanların bir yargısıdır, değerlendirmesidir.
Günlük hayatımızda yapılmasında ve kaçınılmasında sevap umulan yüzlerce eylemle karşılaşabiliriz. Üstelik bunların bir kısmı çağdaş eğilimleri yansıtırlar. Nükleer, kimyasal ve gürültü kirliliği, şehrin ve yapıların müşterek alanlarının kullanılması ile ilgili iyilik ve kötülükler, yolların kullanılması ile ilgili kurallar gibi. Bütün bunlar iyiliklerin ve kötülüklerin zamana, mekana ve şartlara göre değişebileceğini ve bu konularda vazedilecek kuralların kutsallık kazanmasının doğru olmadığını gösterir. Bize düşen insanların iyi gördüğünü yerine getirerek sevap kazanmak ve insanların kötü gördüğünden sakınarak günah işlemekten kaçınmaktır. Bunların dinle olan ilgisine gelince, Allah bunlarla bizleri imtihan etmekte, bize verdiği akıl, irade gibi imkanları iyi kullanıp kullanmadığımıza bakmaktadır.
Neticede diyoruz ki, bize cenneti kazandıracak bütün sevap işlerin ve kuralların kutsal metinler halinde olmaları gerekmiyor. İmtihana tabi tutulduğumuz bu alanda hangi eylemin iyilik ve kötülük olduğunu aklımızla bulup
107
107 |