Trabzon Sancağı Tapu Tahrir efterleri, hem bölgeyi tarihi özellikleri ile tanıtmakta hem de bölge hakkında sahip olduğumuz yanlış bilgilerden bazılarını düzeltme imkânı vermektedir. Düzeltilmesi gereken yanlış bilgilerimizden bir tanesi de Trabzon'un 1520 tarihinde iki sancaklı bir eyalet haline getirilmiş olduğu iddasıdır. Pek çok kaynak, Kanunu Sultan Süleyman'ın tahta geçer geçmez 1520 tarihinde Batum'u sancak yaparak Trabzon'u iki sancaklı bir eyalet haline getirdiğini yazar. Trabzon Tarihi yazarı Şâkir Şevket ve İslam Ansiklopedisi bu iddiayı ileri sürerken Evliya Çelebi'ye itimat ediyorlardı. Evliya Çelebi de bu görüşünü Trabzon'u ziyareti sırasında duyduklarına dayandırmış olmalıydı. Prof. Dr. Tayyip Gökbilgin'in incelediği 1523 ve 1554 tarihli Tapu Tahrir Defterleri, Hemşin ile birlikte Gönye'yi de Trabzon Sancağı sınırları içinde göstermektedir. Oysa 1583 tarihli Tapu Tahrir defteri, Trabzon Sancağı ile Batum Sancağına ait kazaları kesin olarak birbirinden ayırmaktadır. Bu duruma göre Trabzon Eyaleti 1554 tarihinden sonra ama 1583 tarihinden önce kurulmuş olmalıdır. Diğer yanda Trabzon'da bir beylerbeyi otursaydı, bu beylerbeyine dirlik tahsis edilecek, bu dirlikler de Tapu Tahrir defterlerinde yer alacaktı. 1523 ve 1554 tarihli defterlerin hiçbirinde beylerbeyine dirlik tahsis edilmemişti. Pek çok tarihi kaynak, Batum Sancağı tabiri yerine Gönye Sancağı tabirini kullanmaktadır. Gönye 1510 tarihinde fethedilmiş, fetihten sonra da buraya bir kale ile cami yaptırılmıştı. Gönye'nin 15 km. kadar doğusunda bulunan ve o zamanlar yerleşime uygun olmayan Batum ise ancak Acaristan'ın fethiyle birlikte Osmanlıların eline geçmişti. 1570 tarihinde Osmanlılar tarafından fethedilen dağlık Acara bölgesi, Aşağı Acara ve Yukarı Acara adlarında iki sancağa ayrılarak Çıldır Eyaletine bağlanmıştı. İşte bu sırada Gönye Sancağı da kurulmuş ve bu sancak Trabzon Sancağı ile birleştirilerek Osmanlı İmparatorluğunun iki sancaklı en küçük eyaleti meydana getirilmişti. Aslında Batum veya Gönye Sancağının Çoruh nehrinin doğusunda bulunan köylerle fazla bir ilgisi de yoktu. Batum sancağı kurulunca daha önce Trabzon Sancağına bağlı olan Arhova, Atina ve Hemşin kazaları bu yeni sancağa bağlanmış, Gönye denilen yer de sancak merkezi yapılmıştı. 1571 tarihinde Batum Sancağının varlığını gösteren en önemli delillerden biri, 1571 tarihli Mühimme Defterinin kayıtlarıdır. Mühimme Defterinin kaydına göre; Abazalar, 1571 tarihinde "Batum Sancağına tabi Arhova, Gönye ve Atina nahiyelerini vurup, esir alıp yağmalamışlardı." Herhalde Trabzon Beylerbeyliğinin kurulması 1554 ile 1571 tarihleri arasında yer alan bir zaman diliminde olmuştu. 1570, şimdilik en doğru tarih olarak görülmektedir. Trabzon Eyaletinin kuruluşu ile ilgili olarak başka iddialar da vardır: Bir iddiaya göre, III. Murat 1582'de eyalet ve sancakları yeniden düzenlerken, Batum ve Trabzon sancaklarını birleştirerek iki sancaklı Trabzon eyaletini kurmuştu. Evliya Çelebi Trabzon seyahatini anlatırken, bu eyaletin Trabzon, Gümüşhane, Maçka, Rize ve Gönye'den ibaret beş sancağı olduğunu belirtir. Bir başka yerde ise Trabzon eyaletinde dört sancak gösterir : Canha (Gümüşhane), Aşağı Batum, Yukarı Batum ve Gönye. Evliya Çelebi'nin bu anlatışına itimat etmek mi doğrudur yoksa bazı konularda olduğu gibi yanıldığını mı söylemek gerekir bilemiyorum. 16. yüzyıl sonları ile 17. yüzyıl başlarında Rize'nin bir kadılık mıntıkası olduğunu kesinlikle biliyoruz. Fakat başka yerlerde örnekleri görüldüğü gibi bir yerin zaman zaman statü değişikliğine uğradığı, bir eyaletten alınıp başka eyalete bağlandığı da olmuştur. Aşağı Batum ve Yukarı Batum denilen yerler, eğer 1570 tarihinde kurulan Aşağı Acara ve Yukarı Acara sancakları ise -ki başka türlü yorumlamak oldukça güçtür- o zaman bu iki sancağın kısa bir süre de olsa Çıldır eyaletinden alınarak Trabzon Eyaletine bağlandıklarını söylememiz gerekecektir. 17. yüzyılda bir eyalet merkezinde bulunması gereken üst düzey memurlar Trabzon Eyaletinde de mevcuttu. Evliya Çelebi'ye göre Trabzon'da bulunan eyalet memurlukları şunlardı : Tımar Defterdarı, Defter Kethüdası, Defter Emini, Çavuşlar Emini ve Çavuşlar Kethüdası.
H- CAFER PAŞA VE İSKENDER CAFER PAŞA CAMİLERİ
Çayeli sahil yolu üzerinde bulunan Cafer Paşa Camisinin ilk yapılış tarihi, orijinal tabelasına göre 977 yani 1571 yılıdır. Bu caminin ilk şekli ve mimari özellikleri hakkında bir bilgimiz yoktur. Lakin bu orijinal tabela, Rize hudutları dahilinde bulabildiğimiz ilk yazılı kaynak olma özelliğini taşımaktadır. Cafer Paşa'nın bu havaliyi fetheden kumandanlardan olduğu, caminin de 1467 yılında yapıldığı konusunda rivayetler, yazılı kaynaklara intikal etmiş olsa da bunların doğru olmadığı kesindir. Bir kere Fatih'in komutanları arasında Cafer Paşa isimli bir şahıs yoktu. Diğer yanda caminin yapılış tarihi 1467 değil, 1571'dir. Caminin orijinal kitabesine göre (Resim : 1) bu eser Cafer isimli biri tarafından yaptırılmıştı. Kitabede "paşa" unvanı bulunmamaktadır. Acaba bu hayrat sahibi, camiyi yaptırdıktan ve kitabesini taktırdıktan sonra paşa unvanı almış olan biri mi idi? Eğer bu kitabede geçen Cafer isimli şahıs bu tarihten sonra paşa olmuş biri ise, Çayeli'nde cami yaptıran hayır sahibi Cafer Paşa kimdi? O dönemde Paşa unvanı taşıyan devlet görevlilerinin sayısı pek az olduğu için bunların öz geçmişlerini bulmakta zorluk
77
77 |