emir ve nehilerini tatbik etmek, davalara bakmak, en doğru hakikati bulup onunla amel etmek, sicilleri tutmak, nikah kıymak, mirasları taksim etmek, yetim ve gaiplerin mallarını muhafaza etmek, esnaf teşekkülleri arasındaki nizamı muhafaza etmek, belediye işlerine bakmak. Saltanat makamından kadılara doğrudan doğruya ahkâm yazılırdı. Kadıların makam ve derecesi eyalet defterdarından sonra gelirdi. Müftü veya Şeyhulislam : Müftüler bugün hangi görevleri yapıyorlarsa geçmişte de aynı görevleri yaparlardı. İlâve olarak eğitim ve öğretim işleri ile de meşgul olurlardı. Sancaklar kazalara ayrılırdı. Çok sayıda köy bir araya toplanır, "Kaza" adı altında bir yönetim birimi oluşturulurdu. Örneğin Rize kazasının 30, Hemşin kazasının 34 köyü vardı. Kaza, başında kadı bulunan bir yönetim birimi idi. Kazalar büyüklü küçüklü olabiliyordu. Bazı büyük kazalar 300 akçelik kadılar, bazı kazalar da 150 akçelik kadılar tarafından yönetiliyordu. Evliya Çelebi, gittiği kazalarda kaza görevlilerinin kimlerden oluştuğunu da belirtir. Örneğin Ladik Kazası için şöyle der : "Ladik 300 akçe payeli yüce bir kazadır. Kadısına yıllık altı kese gelir. Şeyhulislamı (müftüsü), nakibul eşrafı, bilginleri, ileri gelenleri, sipahi kethüdayeri, yeniçeri serdarı, şehir naibi ve muhtesibi ve göl emini vardı." Nakibul Eşraf : Peygamberimizin soyundan gelenlerin kayıtlarını tutan, maaşlarını veren itibarlı bir memuriyetti. Her kazada bulunmazdı. Sipahi Kethüdayeri : Sadece Kethüdayeri de denirdi. Yeniçeri ocağı zabitlerinden biri idi. Bölük komutanı rütbesinde bir makam olup, maiyetinde bir katip bulunurdu. Tımara çıkınca geliri 10 bin akçeye ulaşırdı. Yeniçeri Serdarı : Kazalarda bulunan askerlerin komutanı idi. Yeniçeri ağası tarafından tayin edilirdi. Yazışmalarını yapan bir katibi vardı. Şehir Naibi : Kaza merkezinde mahkeme işlerine bakan ve o devre göre belediye işlerini yürüten bir görevli idi. Muhtesib : Belediye işlerine bakan bir görevli idi. Aslında kazalarda belediyenin ve zabıtanın işlerini yapan memura "Subaşı" denirdi. Daha sonraları bunlara muhtesib denmeye başlandı. 1867 yılından sonra ise kazalarda belediye teşkilatları kuruldu. Göl Emini : Göl Eminliği Ladik kazasına mahsus bir memurluktu. İstanbul'da tersane işlerine bakan Tersane Eminliği gibi. Kale Dizdarı : Kale komutanı anlamında kullanılan bir tabirdi. Her kalede kale muhafızları ve dolayısıyla kale dizdarı bulunmazdı.
102
102 |