D- LAZİSTAN SANCAĞI MERKEZİNİN RİZE'YE TAŞINMASI VE SANCAĞA DAİR MALUMAT
1876 - 1878 yılları arasında cereyan eden Osmanlı - Rus savaşları, Osmanlıların ağır bir yenilgisi ile sonuçlandı ve 3 Mart 1878 tarihinde yapılan Berlin Antlaşması en kara günlerimizden biri oldu. Bu antlaşma ile Artvin, Ardahan, Kars ve Batum gibi atalarımızdan kalma vatan toprakları Ruslara terk ediliyordu.
Batum'da bulunan Lazistan Sancağı merkez teşkilatı, 1878 yılında geçici olarak Rize'ye taşındı. Fakat Rize'nin Lazistan Sancağı merkezi olması, daha sonra 1881 tarihinde kararlaştırıldı. Bu tarihten sonra Rize artık bir serhat şehri olmuştu. Ruslara komşu bulunuyordu. Bunun neticesi olarak 4. Ordu, 14. Redif Fırkasına mensup olan 27. Liva Rize'ye yerleştirildi. 27. Livanın (Tugayın) 54. Alayının bir taburu da Mapavri'de bulunuyordu. 1896 tarihinde Rize'de bulunan tugayın komutanı Mehmet Salih Paşa, buradaki 54. Alayın komutanı ise Kaymakam (yarbay) İbrahim Ethem'di. Redif terhis edilip ihtiyata geçen asker anlamında kullanılır bir tabirdi. O zamandan kalma Rize Lisesi binası ile lise çevresindeki okullar sahası; askeri birliklerin kışla, depo ve cephaneliklerinin bulunduğu bir mekândı. Yaşlı nesillerin hatırlayabileceği görkemli eski askerlik şubesi de muhtemelen tugay merkezi olarak hizmet veriyordu. Eski askerlik şubesi, ticaret ve sanayi odasının satın aldığı Turist Otel'in bulunduğu yerde idi. Rize, Sancak merkezi olduktan kısa bir süre sonra önemli imar faaliyetlerine şahit olmuştu. Şimdi de Sancak merkezi olan Rize ile Atina Kazasının o günkü durumuna bir göz atalım. 1888 tarihli salnamenin konu ile ilgili bölümleri sadeleştirilerek aşağıya alınmıştır.
1. SANCAĞA DAİR MALUMAT
"Lazistan Sancağı, vilayetin doğu cephesinde olup, doğudan Batum, kuzeyden Karadeniz, güneyden Erzurum vilayeti, batıdan Trabzon sancağı ile sınırlandırılmış; 32.360 hanede 195.859 nüfusu cami; Of, Atina, Hopa ile Merkezi Liva olan Rize kazasını ve altı nahiyeyi içine almaktadır. Lazistan Sancağı dahi ekseriyet üzere taşlık bir yer olmak cihetiyle müteaddid ovaları havi değilse de bu memleketin evlatlarının canlılığı ve çalışkanlığı, bu noksanı tazmine ve ikiyüzbin nüfusa yakın olan ahalinin geçimini temine kifayet etmektedir.
161
161 |