Rize’nin de içinde bulunduğu Doğu Karadeniz Bölgesi hakkında söylediklerini aşağıya aynen alıyorum.
“Trapezus ve Phanakiaüst tarafında Tibaranoi, Khaldaioi ve eski zaman-larda Makronlar (Makrones) denen Sannoi kavimleri ve Küçük Armenia bulunur; ve erken devirlerde Kerkitai denen Appaitai kavmi bu bölgelere oldukça yakın bir yerde yer alır. Bu insanların memleketini iki dağ kateder. Yalnız yukarı Kolhis’teki Moskia dağları (Tepeleri Heptakometia kavmi tarafından işgal edilmiştir.) ile birleşen ve çok kayalık olan Skydides dağı değil, fakat aynı zamanda Sidene ve Themiskyra bölgesinden Küçük Ermenia’ya uzanarak Pontus’un doğu tarafını meydana getiren Pariadros dağı da vardır. Şimdi bütün bu dağlarda yaşayan insanlar tamamiyle vahşidir. Fakat Heptakometai kavmi daha kötüdür. Bazıları da ağaçlarda vve seyyar kulelerde yaşarlar. Bu kulelere “Mosynoi” dendiğinden antik devirde bu insanlar Mosynokoi olarak adlandırılmıştır. Bunlar vahşi hayvan eti ve ceviz yiyerek yaşarlar ve kulelerden atlayarak yolculara taarruz ederler. Heptakometai kavmi, Pompeis’un ordusu dağlık memleketten geçerken, üç Roma bölüğünü imha etmiştir. Ağaç sürgünlerinden elde edilen deli edici balı kaselerle yol üzerine bıraktılar ve askerler bunu içip de şuurlarını kaybedince onlara taarruz ederek kolayca bertaraf ettiler. Bu vahşilerin bir kısmına da Byzeres denir.”
Gerek Strabon’un ve gerekse diğer ilkçağ yazarlarının bölgede varlığından bahsettikleri kavimlerin yerleri Harita-I’de gösterilmiştir.
Strabon, bölgede yaşayan Sanni’lerin, eski yazarların Makron dedikleri kavim olduğunu söylüyor. Makronlar, Ksenofon’un Bayburt’tan Trabzon’a gelirken dağlarda yaşadığını söylediği kavimdir. Makronlardan daha sonra da Byzeresler var. Strabon, Ksenofon’un Karadeniz’in sahil kesiminde varlığından bahsettiği Kolh’ları zikretmiyor.
Buradaki Sanniler, Gürcülerin Tzan veya Çan dediği kavimler olmalı. Gürcüler kendilerinden olmayan kavimlere Çan derlerdi. Rivayete göre buradaki Çanlar zamanla batıya göç ederek Samsun ve çevresine adlarını vermişlerdi ve bu çevreye Canik denmesinin sebebi de buydu.
Bu metinde geçen Heptokometai terimi, Sürmene Tarihi yazarı Mehmet Bilgin’e göre “yediköylüler” anlamına gelmektedir ve bu Yediköylüler, Rize’nin İkizdere dağlarında yaşayan kavimleri işaret eder. Gerçekte Osmanlılar, İkizdere bölgesini Arapça yeriköylüler anlamına gelen Kuraiseba kelimesiyle adlandırıyorlardı. Bu adın çok eski bir Latince terimden tercüme edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
17
17 |