Osmanlı İmparatorluğu, 28 Temmuz 1914 tarihinde patlak veren I. Cihan Savaşına hemen girmedi. Osmanlı-Rus savaşı, sonradan Midilli ve Yavuz isimlerini alacak olan iki Alman zırhlısının boğazlardan geçerek Osmanlı donanması ile birlikte Rus sahillerini bombaladıkları 29 Ekim 1914 tarihinde başladı ve seferberlik ilan edildi. 1. Cihan savaşı ile başlayıp Kurtuluş Savaşının sonuna kadar geçen süreye, Rize ve çevresinde Seferberlik Yılları denir. Seferberlikten önce ve seferberlikten sonra tabirleri Rize’de çokça kullanılan tabirlerdi. Seferberliğin ilanı ile pek çok yetişkin erkek, acelelikle askere alındı ve bunların pek azı geri dönebildi. Dedem Salih Usta, İkinci defa savaşa katılıyordu. Kendini o kadar süratle alıp götürdüler ki, gömleğini ıslak olarak yanına almak zorunda kalmıştı. Gidiş o gidiş bir daha geri dönmedi. Çocuk yaşta olduğu için askere alınmayan gençlerin bir çoğu da açlık, sefalet ve hastalıktan öldü. 1916 yılında Rusların Rize’yi işgal etmeleri üzerine yol yapım çalışmalarına götürülen ve buralarda ağır şartlar altında çalıştırılan 15-18 yaşındaki çocuklardan, mahalli tabirle çuharlanarak hayatlarını kaybedenler olmuştu. Savaş her tarafa sefalet ölüm getirmişti. Rus sahillerinin bombalanmasının ardından 1 Kasım 1914 tarihinde Ruslar, Doğu Anadolu hudut müfrezelerine saldırarak iki hafta içinde 60 km kadar ilerlediler. Rus kuvvetleri ancak Köprüköy’de durdurulabildi. 16-18 Kasım günleri yapılan ve Azap Muharebeleri ismini alan savaşlarda, Ruslar geri püskürtüldü ise de takip edilmedi. Doğuda Osmanlılarla Ruslar arasında bu muharebelere Kafkas Muharebeleri veya Kafkas Cephesi, Bu savaşların bir bölümü teşkil eden sahil kesimi muharebelerine de Lazistan Cephesi veya Sahil Cephesi denir. Ruslar arasında Savaş Başladığında Sahil Cephesinde Hopa Hudut Taburu ile gönüllerden oluşan yaklaşık bir alay kuvvetinde bir birlik, Hopa Müfrezesi adı altında bölgede bulunuyordu, 1 Kasım 1914 tarihinde başlayan ve 6 Mart 1916 tarihinde Rize’nin işgali ve ardından da Trabzon’un düşmesi ile sonuçlanan sahil cephesi savaşları aşağıdaki gibi cereyan etmişti. 1-18 Kasım 1914 tarihinde Hopa Hudut Taburu ile gönüllülerden oluşan Hopa Müfrezesi, Ruslara saldırarak 2 top ve 100 esir aldılar. 2-19 Kasım 1914’te 19 parçadan oluşan Rus gemileri, Trabzon’u bombalayarak liman ağzını mayınladılar. Bu arada Acaralı Rıza Bey komutasındaki Teşkilat-ı Mahsusa kuvvetleri ve Melo Hudut Taburu, Artvin’in batısındaki Rus karakollarını ele geçirdiler. 21 Kasımda Rusların Murgul’da bulundurduğu 8 bölükten 4’ü esir alındı ve Artvin’e girildi. Bu sırada Türk kuvvetleri Batum’un çevresinden dolaşarak Çürüksu’da bulunan bir elektrik santralına tahrip ettiler. 3-İstanbul’da hazırlanan 3. Tümene mensup 2 piyade taburu, bir makinalı tüfek bölüğü ve bir top bölüğü 10 Aralık 1914 günü deniz yolu ile Rize'ye geldi. Bir Alman Yarbayın komutasında olan bu kuvvetler (Bu kuvvetlere komutanının ismine izafeten Stange Bey Müfrezesi de denir.) Borçka'ya geçip Batum üzerine saldırılar yaparken, buradan alınıp Ardanuç üzerinden hareketle Ardahan'ı ele geçirmesi için görevlendirildi. 8 Aralıkta Trabzon'a gelen ve 15 Aralıkta Erzurum Köprüköy'e ulaşan Enver Paşa, Sarıkamış Muharebelerine karar vererek 3. Ordunu Komutanlığını üzerine almıştı. Amacı Rus ordusunu tamamıyla imha etmekti. 22 Aralık 1914'te başlayan Sarıkamış harekatı 14 gün sürdü. Enver Paşa üstü başı olmayan Türk askerlerine giyinmeleri için Rus ikmal depolarını adres gösteriyordu. Türk kuvvetlerinden 80 bin vatan evladı, daha hedefe varmadan soğuk ve açlıktan ölmüştü. 3. Ordunun kayıpları 100 bine ulaştı. Soğuk ve kış, Osmanlıları mağlup etmişti. 4-13 Ocak 1915 tarihinde Batum ve Aşağı Çoruh Komutanı General Lyakhov, Batum civarındaki Rıza Bey Müfrezesini geri çevirmeye mecbur etti. Ardahan'a giden Stange Müfrezesi de geri döndü. 5-28 Şubat 1915 tarihinde Rus kuvvetleri Hopa'ya girdi. Artvin'deki kuvvetlerimiz Murgul'a geri çekildi. Artvin ve Hopa'da bulunan tüm Sahil Cephesi kuvvetlerimiz, yukarıda belirtildiği gibi Hopa Hudut Taburu, Teşkilat-ı Mahsusa kuvvetleri ve Stange Bey Müfrezesinden ibaretti. Bu cephedeki toplam gücümüz 4000 kişi idi. 6-14 Mart 1915 tarihinde Rus kuvvetlerinin Arhavi'ye girmesi üzerine Osmanlılar, Arhavi'nin batısında bir savunma hattı oluşturdu. 28 Mart 1915 tarihinde Arhavi'de bulunan sahil cephesi komutanlığına Avni Paşa atandı. Yarbay Kara Vasıf Bey de kurmay başkanlığına getirildi. Bu tarihte Rusların komutanı yukarıda ismi geçen Lyakhov idi. Ruslar, Lyakhov'un emrine 11 piyade taburu, 8 muhafız taburu, 1 gönüllüler taburu, 3 kale topçusu taburu, 24 top ve 3 süvari bölüğü vermişti. Ayrıca Karadeniz'de, nakliye gemileri ile birlikte 1 zırhlı, 6 muhrip, 1 tor-şpil savaş gemisi, kara harekâtına destek veriyordu. Sahil cephesinde düşmanın hareketinin zor ve bu kesimde savunmanın kolay olacağı düşüncesi ile Osmanlılar, sahilde fazla kuvvet bulundurmayı gereksiz görmüşlerdi. Lakin Rusların deniz hakimiyeti ve sahil kuvvetlerine denizden sürekli destek verebilmeleri Türk kuvvetlerini zorluyordu. Sarıkamış muharebelerinin ardından bütün şark cephesinde olduğu gibi sahil kesiminde de savaş yavaşlamış ve başka cephelere kaymıştı. Osmanlılar, Doğu Cephesinde Rusların bir taarruzunu beklemiyordu. 1915
190
190 |