I  II  III  IV  V  VI  VII  VIII  IX  X  XI  XII  1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167  168  169  170  171  172  173  174  175  176  177  178  179  180  181  182  183  184  185  186  187  188  189  190  191  192  193  194  195  196  197  198  199  200  201  202  203  204  205  206  207  208  209  210  211  212  213  214  215  216  217  218  219  220  221  222  223  224  225  226  227  228  229  230  231  232  233  234  235  236  237  238  239  240  241  242  243  244  245  246  247  248  249  250  251  252  253  254  255  256  257  258  259  260  261  262  263  264  265  266  267  268  269  270  271  272  273  274  275  276  277  278  279  280  281  282  283  284  285  286  287  288  289  290  291  292  293  294  295  296  297  298  299 



  Bıjışkyan, yazdıklarının bir kısmını duyduklarına dayandırmış, Ermenilik ve Hristiyanlık gayreti ile bazı hususları abartmış ise de, bölgenin tarihi ve coğrafi durumu hakkında kendisinden yararlanacağımız önemli bir eser bırakmıştır.
Bıjışkyan'ın tarihi ve coğrafi gerçeklerle bağdaşmayan iddialarından birkaçı şunlardır :
a) Güneysu'da kiliseden camiye çevrilmiş bir mabedden bahsetmektedir bu iddia doğru değildir. Belli ki duyduklarını hiçbir kritiğe tabi tutmadan olduğu gibi not etmiştir. O dönemde kilise ile caminin farklı yerlerde olduğu bugün bile Güneysu'da bilinen bir gerçektir.
b) Bıjışkyan, Rize'den 30 mil ötede, Soğuksu denilen bir limandan bahseder. Soğuksu'nun önünde dört köşe bir ada bulunduğunu ve bu adanın üzerinde bir kalenin yer aldığını söyler. Bu kalenin Kız Kalesi olduğunu belirtir. Atina'yı da bu kalenin 6 mil ötesinde gösterir. Burada anlatılanlar gerek mesafeleri ve gerekse mevcut durumları itibarı ile birbirine uymamaktadır.
c) Bıjışkyan Hemşin hakkında söylediklerinde de yanılmıştır. Hemşinlilerin Ermenice konuştuğunu söyler. Oysa Bıjışkyan'dan 25 sene sonra Hemşin bölgesini dolaşan Alman bilim adamı Prof. Karl Kolh, yazdığı eserle Bıjışkyan'ın söylediklerini yalanlar.
Bıjışkyan'ın Rize sahilleri ile ilgili olarak yazdıklarının özetini aşağıda sunuyoruz.
"Arianos'un Rize Irmağını İrizios diye zikr edişi, eskiden burada pirinç yetiştirildiğinden olsa gerek. Namlı bir ırmak olup küçük gemilerin girdiği Askoros üç mil ötededir. Irmağı Apsoros diye zikreden eski müellifler burada Azippa adlı bir şehir gösterirler."
"Rize'de güzel limon ve portakal bahçeleri vardır. Burada yetişen ince ve çok iyi cins kenevir de her yerde tanınmıştır."
"Yerliler batıl itikatlara o derece tabi insanlardır ki dev ve peri korkusundan akşam olunca evlerine çekilirler ve geceleyin asla dışarı çıkmazlar."
"Rize'ye iki saatlik mesafede, yukarıda Adaköy Dağı üzerinde delikli taşlar vardır. Eskiden gemilerin onlara bağlandığını söylediler."
Rize'nin yakınında Kalecik, daha ileride ise Mapavri kasabası olduğunu söyleyen Bıjışkyan, denizin kıyısında bulunan dört köşe kaleleri zikreder. "Vaktiyle Abazalar kıyılara baskın yaptıkları için Osmanlıl(a15)r devrinde bu kuleler yapılmıştı." der.
Bıjışkyan anlatmaya devam ediyor :
"Kemer, Lazistan'ın asıl sınırı telakki edilir. ..... Kemer, Rize'nin 9 mil uzağında, denizin içinde delinmiş bir kaya olup içinden ufak taşıtlar geçer."
"Atina, ufak bir limanı olan meskûn bir yerdir. ... Burada halk mahir satıcılar olup esir ticareti ile meşgul Lazlardır."
"Eski Trabzon, Atina'ya yakın, masa şeklinde, taşlık bir düzlük olup, uzaktan yuvarlak bir kaleye benzer. Rivayete göre Trabzon şehrini önce buraya kurmak iste(m16)işlerdi. Fakat havanın fenalığı için terk etmişlerdir." 
"Hamşen veya Hamamaşen bir günlük yol yukarda Barkal dağının yanında muhtelif köylerden ibarettir." ... "Hemşin padişaha senede iki bin okka balmumu verir."
"... Zilkale denilen eski bir kalenin içinde insana şaşkınlık veren kemerli binalar ve büyük bir kilise vardır. Kalenin alt ucu, tepelerin üzerinde başka kalelere ve eski bir kilise kalıntısı bulunan Fırtına Deresine kadar uzanır."
Bıjışkyan Hemşin bölgesinden Sürmene'ye ve Kurşunlu'ya iki Ermeni göçü olduğundan bahseder. Sürmene'ye gidenlerin Müslüman olduklarını belirtir. (Bu iki göç olayı, Hemşin'den göçen Ermenilerin yerine, anadili Türkçe olan Müslüman ailelerin gelip yerleştikleri şeklindeki görüşümüzü doğrular niteliktedir.)
Laroz veya Aput : Atina'nın altı mil uzağında ufak bir liman, Kalep veya Bulep ve Kafiska buraya yakındır.( Laroz veya Aput’un neresi olduğunu bilemedik. Ardeşen altı milden daha yakın Fındıklı ise 6 milden daha uzak. İsmi geçen Laroz bu iki ilçe arasında bir yerde olmalı. )
Arkova (Arhavi) : O dönemde ufak taşıtların durduğu ehemmiyetsiz basit bir yerdi.
Hopa : Laroz'dan 46 mil mesafede ufak taşıtların çok uğradığı küçük bir liman kasabası idi.
Gönye: Hopa'nın 20 mil uzağında bir kasaba ve kalesi olan tarihi bir mekandı.
Batum: Gönye'nin 9 mil uzağında büyük ve güzel bir liman şehri idi.

  

  

  

  15 - Mütercimin notuna göre bu devirde Rize merkezinde Türk ve Rum karışık 550 hane bulunuyordu. Rize kazası köyleri ile birlikte 12 bin hane idi. Bunların bin hanesi Hristiyandı.

  16 -Eski Trabzon dediği yer günümüzde Hamidiye ismini taşımaktadır. Pazarın Hamidiye köyü 125

 


125
Önceki                  Sonraki