2. OSMANLILARDA TAŞRA YÖNETİMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI
Daha önce Osmanlılarda taşra yönetiminin eyaletlere, eyaletlerin sancaklara, sancakların kazalara ayrıldığını söylemiş, bu arada eyaletlerin beylerbeyi, sancakların sancak beyleri ve kazaların da kadılar tarafından yönetildiğini belirtmiştik. 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanıyla başlayan batılılaşma hareketleri, 1856 tarihli Islahat Fermanıyla hızlandırılmış ve 1864 yılında çıkarılan Vilayet Nizamnamesi ile de taşra teşkilatına yeni bir düzenleme getirilmişti. Bu arada Tuna Vilayetinin kuruluş şeması Vilayet Nizam-namesinin ilk tatbikatı olmuştu. Tuna Vilayeti örnek alınarak Vilayet Nizamnamesine yapılan yeni değişiklikler 1867 yılında yürürlüğe konulmuş, bu meyanda Mısır, Hicaz, Yemen ve Girit müstesna olmak üzere, Osmanlı ülkesi 27 vilayete ayrılmıştı. Bu vilayetlerin 10'u Avrupa'da, 16'sı Asya'da, biri de Afrika'da idi. Vilayet Nizamnamesi, sancakların ve kazaların yönetimini de yeniden biçimlendiriyordu. Nahiye ve belediyelerin kuruluşu da bu nizamname ile öngörülmüştü. Valiler Vezir rütbesindeki şahıslar arasından padişahça atanırdı. 1869 tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesine göre Trabzon Vilayetinin üst düzey amirleri şunlardı: Defterdar : Günümüzde olduğu gibi mali işleri bakan bir görevli idi. Müfettiş-i Hukkâm : Daha sonra Müdde-i Umumi adını alan bu görevli vilayet baş savcısı idi. Mektubî : Vilayetin yazı işlerine bakan üst düzey görevli idi. Vali Muavini : Trabzon Vilayetinin vali yardımcısı Hristiyanlar arasından atanıyordu. Vilayet merkezinde yukarıdaki amirlerden başka evrak müdürü, arazi memuru, mühendisler ve konsolosluklar gibi görevlilerde vardı. Ayrıca her vilayet merkezinde biri Vilayet İdare Meclisi, diğeri Divan-ı Temyiz olmak üzere iki ayrı meclis görev yapıyordu. Birincisi idari ve mülki işlere, diğeri ise adlî işlere bakardı. Liva : Vilayetler liva veya sancak denilen idari birimlere ayrılıyordu. Liva yerine mutasarrıflık tabiri de kullanılıyordu. Livalar, merkezi hükümetçe atanan bir mutasarrıf tarafından yönetilirdi. Bu mutasarrıf bazen ''Bey'' unvanlı ve bazen de ''Paşa'' unvanlı olurdu.
142
142 |