Kale-i Zır ile Kale-i Bala Osmanlı imparatorluğu döneminde de kullanılmıştı.
Kaleler, insanları düşman tehlikesinden koruduğu gibi, onların mal ve erzaklarını da koruyup muhafaza ediyordu. Bu nedenle kaleler, istilalara karşı bir sığınak, yağmacılara karşı da emin bir depo, ilk çağlardan beri ticareti emniyet altına alan birer silo ve aynı zamanda iç güvenlik için birer karakol görevi görüyordu.
Koloniler devrinden beri İyonların, Fenikenilerin ve daha önce de Mısırlıların Karadeniz sahillerine gelerek buralarda ticaret yaptıklarına dair kayıtlar vardır. Karadeniz sahilleri boyunca kurulmuş olan Pontus Krallığı, M.Ö. II. Ve I. Yüzyıllarda kereste ve maden ticareti için gemilerini Doğu Karadeniz’e , Güney Kafkasya’ya doğru gönderiyorlardı. Trabzon Devleti (1204-1461) döneminde Venedikli ve Cenevizli tüccarların buralarda ticaret yaptıklarını ve Trabzon Devleti üzerine siyasi ve ticari etkinliklerini kullandıklarını biliyoruz.
Rize dahil olmak üzere Doğu Karadeniz sahilleri zaman zaman korsanların saldırılarına uğramış ve yağmalanmıştır. Kırım’a yerleşip zaman içinde güçlenen Gotlar, 3. Yüzyılda Karadeniz kıyılarını yağmalamaya başladılar.Yine Ukrayna sahillerinde kurulan Bosforos Krallığı da 4. Yüzyılda Karadeniz kıyılarını hedef alan saldırılarını yoğunlaştırmıştı. Daha sonraları Abhazlar, Kazaklar ve Gürcüler başta olmak üzere pek çok kavim Rize ve çevresinde yağmalama hareketlerine girişmişlerdi. Bu korsanlık hareketleri Osmanlı İmparatorluğu zamanında da devam etmiş, İmparatorluğu bu saldırılara karşı bazı tedbirler almaya zorlamıştı.
2- TRABZON DEVLETİ VE RİZE
38 |