Rize’nin dağlık bölgesi, Trabzon Devletinin egemenlik sahası içinde yer alıyorsa da devletin bu bölgeye tam olarak hakim olamadığını, Çoruh boylarına hakim olan Gürcülerin veya daha sonra Akkoyunluların bu bölgeye zaman zaman saldırdıklarını ve yerel halkın merkezi otoriteyi tanımadığını biliyoruz. Çamlıhemşin Aşağı Çamlıca Mahallesi ve Ülkü köyünde bulunan koç heykelleri, Akkoyunluların buralara geldiklerinin delili sayılır.(41) Azerbaycan ve Doğu Anadolu topraklarında çok sayıda bulunan koç heykelleri Türk kökenlidir. Görüldükleri yerlerde Akkoyunluların veya Karakoyunluluarın izleri olarak yorumlanırlar.
Trabzon Devletinin dağlık kesimlerde tam olarak hakimiyet kuramadıklarının bir delili de 1405 yılında Timur’u ziyarete giden İspanyol elçilik heyetinin anlattıklarıdır. İspanyol elçisi Klaviyo, Semerkant’tan dönerken o tarihte Gürcistan toprağı sayılan İspir’e uğramış, İspir’in Pir Hoca Bey isimli bir Müslümanın yönetiminde olduğunu görmüştü. İspir’den hareketle Trabzon’a gelmek isteyen elçilik heyeti, Arakuyel denilen yere geldiklerinde Gürcülerin sınırından çıkılmış ve Trabzon devletinin sınırları içine girilmişti. Klaviyo’nun anlattığına göre, İspir’in yöneticisi Arakuyel’in de yöneticisi idi. Arakuyel denilen bölge son derece dağlık ve kayalık bir yerdi ve halkı Ermenilerden oluşuyordu. Hepsi vahşi ve eşkıya olan bu insanlar, kendi istekleriyle İspir Beyine bağlanmışlardı. İspanyol elçilik heyeti, Arakuyel denilen yerden geçebilmek için haraç vermek zorunda kalmıştı. Buradan sahile inen ve sahilden yürüyerek önce Sürmene’ye ve sonra da Trabzon’a gelen heyetin, Arakuyel-Trabzon arası bu yolculuğu 4 gün sürmüştü. Arakuyel denilen yerin Rize’nin dağları olduğunda şüphe yoktur. İster İkizdere ve isterse Hemşin kesimi olsun bu dağlık ve kayalık bölge, resmiyette Trabzon devletinin egemenliği altında olsa bile fiiliyatta İspir’e bağlı bulunuyordu. Bu insanları İspir Beyine bağlayan sebeplerden biri de her iki halkın mezheplerinin birliği olmalıydı. Ortadoks Hrıstiyan mezhebinde olan Trabzon Devletine mukabil, Rize dağlarında ve İspir’de yaşayan Hristiyanlar, Gregoryan mezhebini benimsemişlerdi.
Ciharkale ve Çamlıhemşin’de bulunan kaleler, Güneyden gelen saldırıları önlemek için Trabzon devleti tarafından yapılmış olabileceği gibi, buradaki yerel beyler tarafından da yapılmış olabilir. Bu kalelerin sahil ile iç kesimleri birbirine bağlayan bir ticaret yolunu açık tutmak için iç güvenlik gerekçesiyle İspir veya Bayburt beyleri tarafından yapıldığını söyleyenler de bulunmaktadır.
 41 - Ülkü köyünde bulunan koç heykeli Rize müzesine getirilmiştir.
37
37 |