memuriyette yükseldi. Galata Nazırlığı rütbesinde iken beylerbeyi payesi aldı. 1828 yılında Kaptan-ı Derya oldu. Bir yıl, iki ay, 20 gün Kaptan-ı Deryalık yaptı. 1830 yılında öldü. Çayeli'nin Kaptanpaşa Nahiyesine ismini veren Vezir-i azam Mehmet Ali Paşa, 1852 yılında sadrazam oldu. Bir yıl sadrazamlık yaptı. İbnul Emin Mahmut Kemal İnal, "Son Asır Osmanlı Sadrazamları" adlı eserinde kendisine 15 sayfa kadar bir yer ayırmış, bütün sadrazamların olduğu gibi Mehmet Ali Paşa'nın da bir resmini yayınlamıştır. Mehmet Ali Paşa 1813 yılında Hemşin'de doğdu. Hemşinli Hacı Ali Oğullarından fındık taciri Hacı Ömer Ağa'nın oğludur. Ömer Ağa, fındık tacirlerinin Galata Baş Ağası idi. Mehmet Ali, 1827 tarihinde 14 yaşında iken babası ile İstanbul'a geldi ve hemşehrisi olan Kaptan-ı Derya Papuşçuoğlu Ahmet Paşa'nın dairesine girdi. Burada denizciliği öğrenerek hızla yükselmeye başladı. 1839 yılında Mısır Seferine çıkan orduyu teftiş için Nizip'e gönderildi; dönüşünde ferik rütbesi alarak askeri şuraya aza oldu. Bu tarihte henüz 26 yaşında idi. 1840 yılında Tophane Ferikliğine, 1844 yılında Tophane Müşirliğine terfi etti. Tophane Müşirliği, Osmanlı İmparatorluğunun cephane ve ikmal işlerine bakan bir teşkilattı. 1845 yılında Adile Sultan'la evlendi. Aynı yıl Kaptan-ı Derya oldu. Adile Sultan iyi yetişmiş bir padişah kızı idi. Kanun-i Süleyman'ın bazı şiirlerini "Divan-ı Muhibbi" ismiyle neşretmiş, kendisinin bazı şiirleri de edebiyat ve tarih mecmualarında yayınlanmıştı. Mehmet Ali Paşa, denizcilikte bilgisi az olmakla beraber, tersaneyi genişletmek, tersanede büyük havuzu inşa etmek, yeni makineler almak gibi hizmetlerde bulundu. 1849 yılında serasker, 1852 yılında sadrazam oldu. Sadrazam olduğunda 39 yaşında idi. Siyasi tecrübesi yoktu. 1853 yılında Ruslarla yapılan müzakereler sırasında azledildi ve yeniden seraskerliğe getirildi. Mehmet Ali Paşa'nın azline sebep olan müzakereler, İstanbul'da yapılıyor ve Ruslar, Ortodoksların hamisi oldukları iddiası ile Osmanlılardan bazı tavizler koparmaya çalışıyordu. Osmanlılar da Ruslara bu tavizi vermek istemiyordu. Mehmet Ali Paşa, bu müzakerelerde taviz vermeyen, savaş taraftarı bir politikacı olarak görülüyordu. Mehmet Ali Paşa'nın azline ve müzakerelerden çekilmesine rağmen, anlaşma sağlanamadı ve savaş patlak verdi. İngilizlerin ve Fransızların Osmanlıların yanında yer almaları üzerine üç yıl süren savaş sonunda Ruslar yenildiler. Fakat Osmanlılar da büyük zararlara uğradı. Mehmet Ali Paşa, 1854 yılında talebeleri bazı devlet ricali aleyhine kışkırtıp, müessif olaylara sebep olduğu gerekçesi ile seraskerlikten azledildi ve Kastamonu'ya sürüldü. Bir yıl sürgünde kaldı. Damat Mehmet Ali Paşa memuriyet hayatında 6 kere Kaptan-ı Deryalık etti. Bu görevi üstüste 12 yıl bir ay sürdürdü. 1868 yılında Kaptan-ı Deryalık makamı kaldırılarak bu makam Bahriye Nezareti olarak değiştirilince Mehmet Ali Paşa'nın denizcilikle ilgili görevi de son buldu. 1868 yılında Meclis-i Ali üyeliğine atanan Kaptan-ı Derya Damat Mehmet Ali Paşa, aynı yıl sonunda vefat etti. Eyüp'de Bostan İskelesindeki türbeye defnolundu. Ölümünden sonra eşi Adile Sultan'ın kendisi için yazdığı mersiyenin bir bölümünü aşağıya alıyoruz : Devlet ü dine sadakatle ederdi hizmet Emr-i Peygamberi icraye kılardı gayret Bir özü doğru, sözü doğru bir muhibbi devlet Öyle bir yar için Adile ağlar elbet.1
B- 19. YÜZYIL İKİNCİ YARISINDA İMAR FAALİYETLERİ
Rize'de bilinen en eski kütüphane, kitabesi Rize müzesinde muhafaza edilmekte olan Abdulkerim Kütüphanesi idi. Bu kütüphane 1848 yılında Orta Cami civarında inşa edilmişti. İçinde 485 kitabın bulunduğu Altıkulaç Medresesi ve Kütüphanesi de, 1863 yılında Altıkulaçzade Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştı. Günümüze kadar ulaşamayan bu eserler, muhtemelen Rus işgali ve ondan sonraki savaş yılları sırasında sahipsiz kalarak yıkılıp gitmişti. Günümüze ulaşamayan eserlerden biri de Mataracızade Mustafa Efendi Çeşmesidir. 1886 yılında yapılan bu çeşmenin tabelası da Rize müzesindedir. Günümüze ulaşamayan eserlerin çoğunluğunu medreseler oluşturur. Rize Hamam deresi üzerinde, Kazdal Camisi civarında ve Piri Çelebi mahallesinde medreselerin mevcut olduğu yazılı kayıtlarda gösteriliyor ise de, bunlardan hiçbiri günümüze kadar gelememiş ve bu medreselerin yapılış tarihleri hakkında da bir bilgi edinilememiştir. 8 numaralı belgede görüleceği gibi Rize Kasabasının Piri Çelebi mahallesinde Eshab-ı Hayrattan El-Hac Süleyman Efendinin bina eylediği medresesine yıllık geliri 8 bin akçe olan bir yer vakfedilmiş bulunuyordu. Bu belgenin tarihi 1786 yılı olduğuna göre, bahse konu medrese, şüphesiz ki bu tarihten önce yapılmış olmalıdır. 146
146 |