Tuzcuoğlu'nu takip etmek cesaretini gösteremediler. Memiş Ağaya Kastamonu'da ikamet etmesi koşuluyla teslim olması teklif edildi. Memiş Ağa teslim olmayı kabul etmedi. Murahhaslar, Tuzcuoğlu ve Oflular hakkındaki fermanı tebliğ için iki defa Of'a gittiler. Ancak ikisinde de müspet bir cevap alamadan geri döndüler. Murahhasların Of'a gelişlerinin ilki 28 Şubat 1817 günü, ikincisi ise 9 Nisan 1817 tarihinde olmuştu. Nihayet isyanın zor kullanılarak bastırılması uygun bulundu. Gönye, Artvin, Acara ve Lazistan'dan gelenlerle birlikte 25 - 30 bin kişilik bir kuvvet oluşturuldu. Of, dört yandan sarıldı. İki ay süren bir mücadele ve savaştan sonra Memiş ağa 17 Ekim 1817 tarihinde ele geçirildi. Başı kesilerek idam edildi. Öldüğünde yüz yaşını mütecavizdi. Malları yağma edildi. Donanma İstanbul'a yollandı. Toplanmış kuvvetler yerlerine geri döndü. Memiş Ağanın kesik başı İstanbul'a geldiğinde devlet büyüklerine, bu olayda yararlılık gösterenlere kürkler giydirildi ve hediyeler verildi. Memiş Ağanın idam edilmesi konusunda Cevdet Paşanın farklı bir bakış açısı mevcuttur. Değişik bir yorumu sergilemesi bakımından bu görüşü aşağıya alıyoruz. "Memiş Ağa ticaretle büyük bir servet kazanmış bir zattı. İşini bilen devletler, bu gibi adamları çoğaltıp topraklarında zenginleşmeye çalışır. Zira devlet hazinesinin zenginliği tebaasının zenginliği ile başabaş gider. Zulüm ve baskının sonucu fakirliktir. Hazine boşalır." "Bu kurala bakınca; Tuzcuoğlu devletçe taltif edilmek gerekirken, üzerine karadan ve denizden yürüdüler, sonunda idam edildi. Büyük bir ev yıkıldı kapandı, ayrıca askeri harekâtla birçok kazalar harap oldu. Halbuki Memiş Ağa'nın yaşı yüzü aşkındı. Yakında tabii olarak vefat edecekti. O zamanın geleneği bitip tükenmez malı hazineye kalacak iken, yağmacılar tarafından talan edilip hazineye bir şey geçmedi. Kısaca devlet ve memlekete zarardan ve hasardan başka bir şey olmadı. Fakat Halet Çelebi, mütegallibeyi "cezalandırıp yok ediyorum" diye padişahı bir süre oyalamıştı. Süleyman Paşa haksız yere gücendiği bir insanı öldürerek intikam almıştı. Ama onunda yanında kalmadı. Ondan sonra kendisi de mutlu olamadı, yükselemedi. Birkaç ay sonra vezirliği geri alınmış olduğu halde yattığı yerde cezasını çekmek üzere öldü."
3. MEMİŞ AĞA'NIN DAMADI KALCIOĞLU OSMAN BEY İLE MEMİŞ AĞA'NIN OĞLU AHMET AĞA'NIN İSYANLARI
Bu isyanın tafsılatı oldukça çoktur. Lakin Rize ile ilgisi azdır. Bu nedenle özet halinde verilecektir.
131
131 |