I  II  III  IV  V  VI  VII  VIII  IX  X  XI  XII  1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167  168  169  170  171  172  173  174  175  176  177  178  179  180  181  182  183  184  185  186  187  188  189  190  191  192  193  194  195  196  197  198  199  200  201  202  203  204  205  206  207  208  209  210  211  212  213  214  215  216  217  218  219  220  221  222  223  224  225  226  227  228  229  230  231  232  233  234  235  236  237  238  239  240  241  242  243  244  245  246  247  248  249  250  251  252  253  254  255  256  257  258  259  260  261  262  263  264  265  266  267  268  269  270  271  272  273  274  275  276  277  278  279  280  281  282  283  284  285  286  287  288  289  290  291  292  293  294  295  296  297  298  299 



   Rus kuvvetleri beklenmedik bir anda, 10 Ocak 1916 tarihinde 3.Ordu kuvvetlerine karşı taarruza geçti, Osmanlı savunma hatlarını yararak ilerlediler. 16 Şubat 1916 tarihinde Erzurum Rusların eline geçti.
Rusların sahilden taarruzları ise 5 Şubat 1916 tarihinde başlamıştı. Rusların sahil kesiminde 11 piyade taburu ,3 süvari bölüğü, 24 topuna karşılık Türklerin 7 piyade taburu, 1 süvari takımı ve 6 topu bulunuyordu. Ayrıca Rus kuvvetleri, bir Rostislav zırhlısı ve 7 muhriple denizden destekleniyordu.
Denizden desteklenen Rus taarruzları, Osmanlı kuvvetlerini geri çekilmeye mecbur etti. Osmanlı kuvvetleri, 10 Şubat 1916 tarihinde Fındıklı Sümer Deresine 13 Şubat 1916 tarihinde de Fındıklı (Pıshala) Deresinin batısına çekilmeye mecbur oldular. Birkaç gün direnmeden sonra da 19 Şubat 1916 tarihinde buradan ayrılarak Fırtına deresinin batısına doğru çekilmeye başladılar.
Bu sırada Trabzon Valisi, halkı batıya ve daha güvenilir yerlere doğru göç etmeye teşvik eden bir bildiri yayınlamıştı. Bu bildiri üzerine savunma hatlarında bulunan bazı gönüllüler, ailelerinin göç etmelerine yardımcı olmak amacıyla mevzilerini terk ettiler. Bu olay Sahil Savunma mevzilerinin zayıflamasına sebep oldu.
Sahil kesiminin savunmasının kolay olacağı düşüncesiyle buraya takviye kuvvet gönderilmiyordu. Takviye kuvvet olarak gönderilenler de kazalardan toplanan gönüllülerdi. Rus donanması, Osmanlı mevzilerini bombalayarak Türk kuvvetlerine zarar verdiriyor, karadan yapılan Rus saldırılarını destekliyordu. Bu durumda Türk savunma gücü, fazla bir şey yapmadan üstün düşman kuvvetlerine karşı geri çekilmek zorunda kalıyordu.
Rus kuvvetleri, Fırtına Deresi boyunca mevzilenen kuvvetlerimizi karadan ve denizden taciz edip etkisiz hale getiremeyince, 4 Mart 1916 günü Pazar ilçe merkezine çıkarma yaptılar. Böylece önden ve arkadan sarılmış olan Osmanlı kuvvetleri, bazı ağırlıklarını da bırakarak batıya ve güneye Çamlıhemşin istikametine doğru dağlara çekildiler. Bu cephede iki piyade bölüğümüz de esir edildi.
Ruslar 5 mart 1916 günü Çayeli’ne asker çıkardılar.1995 yılında yayınlanan Çayeli Yıllığı, o zamanları hatırlayan şahısların tanıklığına ve özellikle Sabrı Avcılar’ın anlattıklarına dayanarak Çayeli’nin Ruslar tarafından işgal edilmesini özetle şöyle yazmaktadır:
"Önce Çayeli'ni top ateşine tuttular, sonra da karaya asker çıkardılar. Bombardımandan bazı evler, bazı kayıklar ve Şerifoğlu Camisi zarar gördü. Bir ev yandı. Askerler ikişer ikişer dolaşarak evleri arıyor ve aranan evlere birer kâğıt yapıştırıyordu. Bazı evleri konaklama evi, bazı evleri depo ve bazı evleri ahır olarak kullandılar. Bir evi de hastahane yaptılar. Halktan bir kısmı dağlara doğru kaçtı.
Düşman kuvvetleri, ilk iş olarak şairler deresi üzerine bir köprü kurdu ve sahilden telgraf telleri döşedi.
Ruslar, Türk kuvvetlerinin bulunduğu Kaptanpaşa istikametine hareket ettiler. Ayazlı sırtlarına gelince, burada 30-40 kadar evi yaktılar. Ruslar, Azmanlı, Ayazlı ve Sırt köyünde karargâh kurdu. Evlerine dönmeyen halkın evlerini yakacaklarını söyleyerek tehditte bulundular. Bazı evleri de yaktılar ve halktan esirler aldılar."
Bu sırada "Ehli imanın Allah'dan başkasına teslimiyeti caiz değildir." diyen müderrislerden Kalafat Mehmet Efendi, evlerine teslim bayrağı çekenleri örtülü bir şekilde uyarıyordu.

  

   3. RİZE'NİN İŞGAL EDİLMESİ

  

   Rus gemilerinin denizden bombardımanı ve aynı zamanda Pazar şehrine çıkartma yaparak birliklerimizi cephe gerisinden kuşatması sonucu Fırtına deresi boyunca mevzilenen kuvvetlerimiz dağılmış, ağırlıklarının bir kısmını da bırakarak Güney istikametinde dağlara çekilmişlerdi. Bu cephede iki piyade bölüğümüz de esir düşmüştü.
5 Martta Çayeli'ni işgal eden Ruslar, 6 Mart 1916 günü, Taşlıdere mevzilerini bombalamaya başladı. Gönüllülerden oluşan Rize Sabit Jandarma Taburu ile Samsun'dan gönderilen Samsun Jandarma Taburu Taşlıdere mevzilerine henüz ulaşmıştı. Bunların topları ve makineli tüfekleri yoktu. Çoğu tekli tabir edilen tüfeklerle donatılmış gönüllülerdi. Fırtına Deresinde bozguna uğrayan ve dağlara çekilen asıl savunma kuvvetlerinden Rize'ye intikal eden olmamıştı. Zaten aradan geçen zaman içinde Rize'ye gelmeleri de mümkün değildi. Böylece mevcut durum itibarı ile Taşlıdere savunması çok zayıf kalıyordu.
Taşlıdere mevzilerini bombalayan Ruslar, bir tabur askeri sahile çıkardılar ve savunma birliklerimizle savaşa başladılar. Denizden destek alan Rus

  192

  

 


192
Önceki                  Sonraki