ile satıldığı gibi ketandan mükemmel peşkir ve senevi bin toptan ziyade şal tabir olunur yün şayak dahi dokunmaktadır. Rize'de bilinen küçük sanatlar yapılageldiği gibi Rize balıkçıları dahi Sürmene balıkçıları gibi yunus balıkları avlayıp bundan balık yağı imal ederek başka yerlere gönderirler. Rize kasabasının fatihi olduğu rivayet olunan Cafer Paşa merhum, Hamzabey mahallesinde inşa ettirdiği Cami-i şerif yanında medfun olup, kendisiyle yardımcılarının taştan mamul olan kabirleri gayet sanatkâranedir. Rize'de meşhurlardan Şeyh Ali Semerkandi hazretleri dahi medfun olduğu gibi, Kura-i Seba nahiyesinin Hayatlı karyesinde de merhumun mağara gibi bir makamı vardır."
Bu anlatımda Rize Tarihi ile ilgili bazı yanlışlıklar göze çarpmaktadır. Yanlışlıklar tekrar edile edile insanların kafalarına iyice yerleşmekte ve sonra bu yanlışları bertaraf etmek için daha büyük çabalar sarfetmek gerekmektedir. Bu nedenledir ki, metinde geçen bazı yanlış ifadelere tekrar tekrar işaret etmeyi yararlı görüyoruz.
1- Rize'de mevcut eski eserlerden biri de Rize Kalesi'dir. Rize Kalesi için "Trabzon Kralı ile İranlılar arasında yapılan savaştan kalmadır" denilmektedir. 13. yüzyıl başlarında kurulan Trabzon Krallığı hiçbir zaman İranlılarla savaşmamıştır. Bu eser olsa olsa 6. yüzyılda Bizanslılarla İranlılar arasında yapılan savaşlar sırasında yapılmış olmalıdır. 2- Rize kelimesinin kökeni hakkında daha önce söylediklerimizi burada tekrar etmek istemiyorum. Rize ismi Rumca değil belki pirinç anlamına gelen Latince bir kelimeden gelmiş olabilir. 3- Cafer Paşa'nın Rize'nin fatihi olarak gösterilmesi tamamıyla yanlış bir tespittir. Rize'nin fethinin Trabzon'un fethiyle birlikte tamamlandığı ve Umur Bey adında bir komutanın Rize bölgesinde bazı düzenlemeler yaptığı arşiv kayıtları ile ispatlanmıştır. Fetihten 110 yıl sonra yapılan Çayeli Cafer Paşa Camisi ile Rize İskender Paşa Camisinin Fatih'in komutanlarıyla hiçbir ilişiği olamayacağı apaçıktır. 4- Yukarıdaki metinde Cafer Paşa'ya ait sanatkarane yapılmış bir mezarın Cami-i Şerif yakınında bulunduğu belirtiliyorsa da bugün bu kabir mevcut değildir. Muhtemelen define arayıcılarının gadrine uğramıştır. 5- Yine metinde ismi geçen Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin Rize'de bilinen bir türbesi bulunmamaktadır. Eski hükümet konağı önünde bulunduğu rivayet edilen tekkenin ve içindeki sandukanın kime ait olduğunu ise bilemiyoruz. Bu tekkenin Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerine ait olduğunu ancak tahminen söyleyebiliyoruz.
163
163 |