I  II  III  IV  V  VI  VII  VIII  IX  X  XI  XII  1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167  168  169  170  171  172  173  174  175  176  177  178  179  180  181  182  183  184  185  186  187  188  189  190  191  192  193  194  195  196  197  198  199  200  201  202  203  204  205  206  207  208  209  210  211  212  213  214  215  216  217  218  219  220  221  222  223  224  225  226  227  228  229  230  231  232  233  234  235  236  237  238  239  240  241  242  243  244  245  246  247  248  249  250  251  252  253  254  255  256  257  258  259  260  261  262  263  264  265  266  267  268  269  270  271  272  273  274  275  276  277  278  279  280  281  282  283  284  285  286  287  288  289  290  291  292  293  294  295  296  297  298  299 



  Abdülkadir Ağalar bir yolunu bulup gizlice firar ettiler. Yapılan tahkikat sonunda firarilerin Of'un Haldoz karyesinde oldukları anlaşıldı. Rize'den gelen kuvvetlerle, Sürmene tarafından gelen 15 bin kişilik kuvvet birleştirilerek Kethüda Ahmet Ağa komutasına verildi. Of'da bir araya gelen bu kuvvetler karşısında burada tutunamayacağını anlayan Abdülkadir Ağa, 60 kişilik Laz mahiyeti ile Bayburt'un Kırzıy-ı Sufla köyüne geldi ve bu köydeki Of'lu Cafer Ağanın konağına sığındı. Bayburt Voyvodası İsmail Bey üzerine gelerek Cafer Ağadan misafirini teslim etmesini istedi. Misafirini teslim edemeyeceğini söyleyen Cafer Ağa, 3 - 4 bin kişilik kuvvetle mukavemete hazırlandığı sırada mahiyetindeki ağalardan çoğu İsmail Bey tarafına geçince Abdülkadir Ağayı teslim etmek zorunda kaldı.
Abdülkadir Ağa Erzurum'a getirildi. Burada sorguya çekilerek suçları itiraf ettirildi. Başı kesilerek idam edildi. Diğer Tuzcuoğulları, akibetlerinden endişe ederek bağışlanmaları şartıyla teslim olacaklarını söylediler. Erzurum Valisi Esat Paşaya gidip teslim oldular. Esat Paşada affedilerek uzak bir yere nefyedilmelerini sadrazamdan istedi. İstanbul'da yapılan müzakereler sonunda bunların Ruscuk ve Varna havalisine yerleştirilmelerine karar verildi. Tuzcuoğullarından isyana katılmış olan Tahir ve Abdülaziz Ağalar ile Abdülkadir Ağanın oğulları Hamit, Ömer, Behram ve Arif muhafaza altında önce İstanbul'a oradan da Ruscuk ve Varna taraflarına gönderildi. (Aralık 1834) Tuzcuoğullarından isyana katılmayanlar Rize'de kaldı.
Tuzcuoğulları isyanı devleti 20 yıl meşgul etmişti. Bu isyanın bastırılması Rize, Of ve Sürmene taraflarında kökleşmiş olan eşkıyalık hareketlerini büyük ölçüde söndürmüş, başkaldırmak eğiliminde olan yerel derebeylerini de sindirmişti. 1844 yılında Kumbasaroğlu Süleyman Ağayı Cimil'deki evinde ziyaret eden Alman bilim adamı Karl Koch'un ifadesine göre Süleyman Ağa, Tuzcuoğulları isyanına katıldığı için tutuklanarak İzmir hapishanesine konmuştu. Bir yolunu bulup hapishaneden kaçan Süleyman Ağa, Rize'ye gelmiş, Cimil'deki konağında hayatını devam ettiriyordu. Tuzcuoğullarından Balkanlara sürülenlerin akıbeti bilinmemektedir.

  

  C- 19. YÜZYIL İLK YARISINDA YAPILAN İMAR FAALİYETLERİ

  

   1801 tarihinde yaptırılan Ardeşen Seslikaya köyü camisi, 200 yıldır ayaktadır. Çayeli Ormancık köyü camisi de 1826 yılından beri varlığını

  136

  

 


136
Önceki                  Sonraki