Abdülkadir Ağalar bir yolunu bulup gizlice firar ettiler. Yapılan tahkikat sonunda firarilerin Of'un Haldoz karyesinde oldukları anlaşıldı. Rize'den gelen kuvvetlerle, Sürmene tarafından gelen 15 bin kişilik kuvvet birleştirilerek Kethüda Ahmet Ağa komutasına verildi. Of'da bir araya gelen bu kuvvetler karşısında burada tutunamayacağını anlayan Abdülkadir Ağa, 60 kişilik Laz mahiyeti ile Bayburt'un Kırzıy-ı Sufla köyüne geldi ve bu köydeki Of'lu Cafer Ağanın konağına sığındı. Bayburt Voyvodası İsmail Bey üzerine gelerek Cafer Ağadan misafirini teslim etmesini istedi. Misafirini teslim edemeyeceğini söyleyen Cafer Ağa, 3 - 4 bin kişilik kuvvetle mukavemete hazırlandığı sırada mahiyetindeki ağalardan çoğu İsmail Bey tarafına geçince Abdülkadir Ağayı teslim etmek zorunda kaldı. Abdülkadir Ağa Erzurum'a getirildi. Burada sorguya çekilerek suçları itiraf ettirildi. Başı kesilerek idam edildi. Diğer Tuzcuoğulları, akibetlerinden endişe ederek bağışlanmaları şartıyla teslim olacaklarını söylediler. Erzurum Valisi Esat Paşaya gidip teslim oldular. Esat Paşada affedilerek uzak bir yere nefyedilmelerini sadrazamdan istedi. İstanbul'da yapılan müzakereler sonunda bunların Ruscuk ve Varna havalisine yerleştirilmelerine karar verildi. Tuzcuoğullarından isyana katılmış olan Tahir ve Abdülaziz Ağalar ile Abdülkadir Ağanın oğulları Hamit, Ömer, Behram ve Arif muhafaza altında önce İstanbul'a oradan da Ruscuk ve Varna taraflarına gönderildi. (Aralık 1834) Tuzcuoğullarından isyana katılmayanlar Rize'de kaldı. Tuzcuoğulları isyanı devleti 20 yıl meşgul etmişti. Bu isyanın bastırılması Rize, Of ve Sürmene taraflarında kökleşmiş olan eşkıyalık hareketlerini büyük ölçüde söndürmüş, başkaldırmak eğiliminde olan yerel derebeylerini de sindirmişti. 1844 yılında Kumbasaroğlu Süleyman Ağayı Cimil'deki evinde ziyaret eden Alman bilim adamı Karl Koch'un ifadesine göre Süleyman Ağa, Tuzcuoğulları isyanına katıldığı için tutuklanarak İzmir hapishanesine konmuştu. Bir yolunu bulup hapishaneden kaçan Süleyman Ağa, Rize'ye gelmiş, Cimil'deki konağında hayatını devam ettiriyordu. Tuzcuoğullarından Balkanlara sürülenlerin akıbeti bilinmemektedir.
C- 19. YÜZYIL İLK YARISINDA YAPILAN İMAR FAALİYETLERİ
1801 tarihinde yaptırılan Ardeşen Seslikaya köyü camisi, 200 yıldır ayaktadır. Çayeli Ormancık köyü camisi de 1826 yılından beri varlığını
136
136 |