1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167 



  

  2- FIKHIN BİLİNEN KONULARININ TAMAMI DİNDEN OLAN KONULAR MIDIR?

  Fıkıh ve onunla aşağı yukarı aynı anlamda kullanılan şeriat terimi, kapsam bakımından ihtilafsız bir konu değildir. Fıkıh terimini iman, ibadet, muamelat ve adap gibi konuların tamamına teşmil edenler bulunduğu gibi, sadece beşeri münasebetleri içene alan muamelat sahası ile sınırlayanlar da bulunmaktadır. Ama genellikle ibadet ve muamelat konuları, fıkıh ve usul-u fıkıh kaynaklarında birlikte ele alınır. Yukarıdaki bölümde dinden olduğunda asla şüphe etmediğimiz emir ve yasaklara, kurallara ve öğütlere örnekler verilmiştir. Fakat fıkhın bütün konularının bunlardan ibaret olmadığı, beşeri münasebetlerle ilgili hükümlerin pek çoğunun,kutsallık taşımadığı ve beşeri yeti ve usullere istinat ettiği gösterilebilir.

  Bu bölümde muamelatla ilgili bütün hükümlerin dinden veya dini karakterli olduğunu söyleyerek kutsallaştırmak isteyenlerin ileri sürdükleri delilleri ele alıp değerlendirilecek ve bunların iddialarının gerçeği tam olarak yansıtıp yansıtmadığı üzerinde durup, kutsallığın bütün fıkıh hükümlerini kapsamadığını göstermeye çalışacağız.

  

   a)“Hüküm ancak Allah’a aittir.” anlamındaki Ayet-i Kerimelerden hareketle Allah’tan ve onun izin verdiği Peygamberinden başka hiç kimsenin hüküm tesis edemeyeceği iddia edilmekte ve hakkında nass bulunmayan konularda ancak nassların delaleti, işareti veya iktizası ile hüküm verilebileceği ifade edilmektedir. Böylece hakkında nass bulunmayan konuların da Ayetlerin işareti veya delaleti

  96

  

 


96
Önceki                  Sonraki