1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167 



  

  Mantıkçıların temsil, fıkıh alimlerinin kıyas dedikleri çıkarım şekli, hayatta en çok kullandığımız düşünce yöntemlerinden biridir. Hukuk yanında tıp alanında da başarı ile uygulanmaktadır. Tıpta teşhis dediğimiz olay, bir analoji çıkarım şeklinden başka bir şey değildir. İştahsızlık, gece terlemesi ve ateşlenme verem hastalığının bilinen belirtileridir. Bu belirtiler eğer hastamızda da görülüyorsa onun da verem hastası olmasından şüphe ederiz. Müşterek özellikler ve benzerlikler ne kadar çok olur ve bunlar ne kadar temel karakterleri yansıtırsa sonuç da o kadar güvenilir olur. Yalnız doktorun röntgen cihazıyla yarayı tespit etmesi ve bununla birlikte laboratuarda verem mikrobuna rastlaması kesin bir sonuca varması demektir. Bu bir bakıma asl’a tabi olmaktır. Merih’e gidip orada hayat olmadığını görmektir.

  

  Kıyas(yani analoji) yöntemiyle elde edilen hükmün dinde delil olup olamayacağı, İslam alimleri arasında öteden beri tartışılan bir konu olmuştur. Hepsinin haklı bir tarafı vardır. Kıyas, hakkında nass bulunan bir meseleyi, hakkında nass bulunmayan bir meseleye tatbik etmektir. Hakkında nass bulunmayan konuda verilen yeni hüküm dinden sayılıyorsa, bu insanların yetkileri olmadığı halde dine ilavede bulunmaları anlamına gelmektedir. Bazı müçtehitlerin ve muhaddislerin kıyasa karşı çıkışlarının temelinde bu tür kaygılar yatmaktadır. Eğer kıyasla varılan hüküm dinden değilse, ortada tartışılan bir mesele de bulunmayacaktır. Kutsallık ve değişmezlik özelliklerine sahip olan nasslarla akıl yürütmelerin ürünü olan zannî hükümlerin yan yana konularak dinî bir karaktere büründürülmeleri itiraz noktalarının esasını oluşturmaktadır.

  

  

  82

  

 


82
Önceki                  Sonraki