1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167 



  

  yasağı ihlal eden olursa, bunun kurban kesme, fakiri doyurma veya oruç tutma şeklinde cezalarını belirtmektedir. Allah bu cezaların ismini vermiş ve yine bir Kur’an mucizesi olarak ödenecek cezanın miktarını belirlememiştir.

   Ayeti Kerime, avlanma yasağına karşılık ne miktar ceza verileceğinin belirlenmesini iki adil kişinin takdirine bırakmıştır. Önemli olan nokta buradadır: Allah ebediyen geçerli olacak bir yasak koymuş, bunun cezasının ne türden olacağına işaret etmiş fakat bu cezaların miktarını belirlememiştir. Bunu, iki adil kişinin takdirine bırakarak bizlere de uygun bir yöntem önermiştir.

   Bu iki kişinin seçimi, bunların hangi kıstaslara göre karar vereceği, kararlarının geçerlilik suresi gibi konular bir yana, Peygamberimiz(as) zamanında yapılmış olan uygulama, bize yol gösterici olabilir. Peygamberimiz zamanında bu amaç için görevlendirilen kişiler av hayvanlarının denkliğini cüsselerine göre belirlemişler: O devrin av hayvanlarına göre sırtlan için bir koç, geyik için bir keçi kurban edilmesine karar vermişlerdi. Kuşlara gelince, onların kurban edilecek hayvanlar arasında denkleri olmadığından, bunlar için, kuşların büyüklüğü ve değerine göre sadaka verilmesine hükmetmişlerdi.

  

   Bu dönemde verilen hükmün av hayvanlarının çeşidine, cüssesi ve değerine göre yapıldığı ve bunun içtihadî bir hüküm olduğu görülmektedir. Av hayvanının cinsi ve değeri değiştikçe bu konuda yeni içtihadî kararlara ihtiyaç olacağı tabiidir.

  

  154

  

 


154
Önceki                  Sonraki