1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132 



  Orhan Naci AK

  

  taşımakta ve “sen ki mevlana ve voyvoda-i muma ileyhsin” diye sona ermektedir. Bu yazılardan anlaşılacağı gibi Rize kazasında o dönemin özellikleri görülmekte ve bazen bir mütesellim ve bazen bir voyvoda veya ayan kaza yönetimine hakim olmaktadır. Fakat resmiyette kazanın yetkili amiri kaza kadısı olarak görülmektedir. Ayanlara yazılan talimatlara örnek olarak 1806 tarihli bir yazının başlığını gösterebiliriz. İstanbul’dan gönderilen bu yazıda “Rize Kazası Naibine ve Rize A’yanına hüküm ki.” şeklinde bir başlık kullanılmıştır. Bu tarihte Rize ayanının Tuzcuoğlu Memiş Ağa olması gerekir. Tuzcuoğlu Memiş Ağa 1778 yılında Rize’de Gümrük Emini idi. Giderek zenginleşti ve yönetimdeki etkisini artırdı. 1810 yılında Faş kalesinin müdafaasına katılarak yararlılıklar gösterdi ve kapucubaşılık rütbesi aldı. Kapıcıbaşılık rütbesi sancak beyliği anlamına geliyordu. 1816 yılında isyan edip Trabzon bölgesinde yönetimi elen alan Memiş Ağa, bir yıl sonra başı kesilerek idam edilmiştir.

  

   d)1787 tarihli bir hükümde Hafız Ahmet adlı bir şahsın Rize’de 44.600 akçelik bir zeametinin olduğundan bahsedilmektedir. Bu zemeat sahibi önemli kişi hakkında fazla bir bilgi edinilememiştir. O dönemdeki devlet görevlilerinden biri olmalıdır. Timar ve Zeamet sistemi 1939 tanzimat fermanına kadar devam etmiştir.

   e) 1797 tarihinden sonra hiç değişmeksizin Rize kazası yöneticisine yazılan hükümlerde yazı başlıkları, Rize kadısına değil de “Rize naibine” şeklindedir. Buradaki naib tabiri, yalnızca Rize kazasıyla ilgili bir husus değildir. Her kaza hatta sancak kadıları için de naib denmektedir. Naib vekil demektir. Fakat vekil anlamına takılarak Rize veya başka bir kazanın vekille yönetildiğini söylemek doğru

  

 


33
Önceki                  Sonraki