I  II  III  IV  V  VI  VII  VIII  IX  X  XI  XII  1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167  168  169  170  171  172  173  174  175  176  177  178  179  180  181  182  183  184  185  186  187  188  189  190  191  192  193  194  195  196  197  198  199  200  201  202  203  204  205  206  207  208  209  210  211  212  213  214  215  216  217  218  219  220  221  222  223  224  225  226  227  228  229  230  231  232  233  234  235  236  237  238  239  240  241  242  243  244  245  246  247  248  249  250  251  252  253  254  255  256  257  258  259  260  261  262  263  264  265  266  267  268  269  270  271  272  273  274  275  276  277  278  279  280  281  282  283  284  285  286  287  288  289  290  291  292  293  294  295  296  297  298  299 



   İpsiz Recep, 1862 tarihinde Rize'nin Portakallık mahallesinde doğdu. Abdullah Emiralioğulları ailesine mensubdu. 20 tonluk bir kotrası vardı. Rize ve Batum arasına gider-gelir, Batum’dan tuz, gaz, şeker ve mısır getirip satardı. Bu ticaret serbest bir ticaret değildi; bir nevi korsanlıktı.
İpsiz Recep, Rus işgali sırasında Rize'de idi. Çetesini bu sıralarda oluşturdu. Bu çete Rusların yapabileceği bazı kötülüklere mukabele edebilecek güçteydi.
Rus işgali sona erince gemisiyle İstanbul'a yöneldi. Kefken önlerinde yakalandığı bir fırtına sonucu gemisini ve kardeşinin oğlunu kaybetti. Bu kazadan sonra İstanbul'a yerleşen İpsiz Recep, oluşturduğu çeteyle Milli Mücadeleye katıldı. İstanbul'da haraç toplayan Anton isimli bir Rum çetesini ortadan kaldırıldı. Rum çeteleri ile mücadelesi Kefken, Ereğli, Akçakoca ve Karasu'da da devam etti.
İpsiz Recep'in çetesinde yer alanların rivayetine göre İpsiz Recep, İstanbul'dan Karasu'ya geldiğinde Mehmet Mataracı Beyle haberleşerek Rize'den gönüllü gönderilmesini istedi. Mataracı Mehmet Efendi gönüllü yazılan eşkıya affedilecektir diyerek tellal çıkardı. Bunun sonunda bir rivayete göre 40, bir başka rivayete göre 90 veya 150 gönüllü toplandı. Toplanan gönüllüler üç gruba ayrıldılar. Birinci grubun başına Tuzcu Halil Ağa, ikinci grubun başına Halil Ağa'nın kardeşi Hüseyin Ağa, üçüncü grubun başına da Çayeli Demirhisar köyünden "Keçeli" lakaplı Hafız Muharrem getirildi. İpsiz Recep’in çetesinde bulunan Rizelilerden bazıları şunlardı: Zekeriyya Tiryaki, Bayram Ali Çekmiş, Hasan Çekmiş. Ali Bey Kandemir, Ali Taşkıran, Hakkı Alkan, İbrahim Okutur, Kansız Ali, Mahmut Taşkıran, Güneysu’lu Mahmut, Kara Emin, Kör Ali, Ciro Osman, Mehmet Kopuz, Ahmet Güngör, Mesut Yıldırım, Ciro Mehmet, Yusuf Kopuz, Mehmet Taşkıran.
Motorlarla yola çıkan gönüllüleri, başlarında Mutasarrıf Paşa olduğu halde resmi erkân törenle uğurladı. Giresun’da Topal Osman tarafından karşılandılar. Ereğli’ye gelindiğinde İstanbul’dan cephane getiren Alemdar gemisi, bir Fransız Gambotu tarafından esir alınmıştı. Fransızlardan 14 kişi Alemdar gemisine geçmiş ve cephane yüklü gemimizi kendi yedeklerine almışlardı. Rize’nin Pekmezli Köyünden olan gemiciler, isyan çıkararak Fransızları esir aldılar, İpsiz Recep’in çetesi de Fransızları kıyıdan kurşun yağmuruna tuttu. Fransızlar arkadaşlarını ve Alemdar gemisini bırakarak uzaklaştılar, gemideki mühimmat da karaya çıkarılıp cepheye gönderildi.
Ereğli’den Akçakoca’ya gelen gönüllüler, burada İpsiz Recep’le buluşup Karasu’ya geçtiler. Bu arada yeni katılımlarla çetenin yükünü 300 kişi olmuştu. Rizelilerden Osman Kurtuluş, Mustafa Kurtuluş, Altıkan Mehmet ve İbrahim Potoni gibi gözü pek kişiler de çeteye iltihak etti. 300 kişi zamanla 1500 kişiye ulaştı.
“Sakarya Savahili Komutanı” olan İpsiz Recep, Yüzbaşı rütbesini almıştı. Asıl görevi Sarıyer’den takalarla getirilen silahları nehir yolu ile Bilecik’e sevk etmekti. Sakarya Nehrinin batısında Yunanlılar bulunuyordu. Recep’in çetesi yerli ayaklanmaları bastırıyor, Türklere zarar vermeye çalışan ve Rum ve Ermeni çeteleriyle savaşıyordu.

   Sakarya Savaşı sırasında Ziftler Ovasında toplanan Yunanlılar, Sakarya nehrini geçerek Türklere hücum edeceklerdi. Türk kuvvetleri, Ziftler Ovasına toplanan düşmana saldırdı. Burada büyük bir savaş oldu. Bu savaşta İpsiz Recep çetesinden 40, nizamı ordudan da kırk şehit verildi.
İpsiz Recep çetesi zaman zaman Kandıra’ya baskın düzenliyor, buradan erzak temin ediyordu. Üçüncü Kandıra Baskınına 1200 kişi katıldı. Bu baskın sonucunda Kandıra ve Adapazarı Kuvva-i Milliyecilerin eline geçti, İstanbul Hükümeti ise buradan çeki(l13)di.
Savaştan sonra 25 arkadaşı ile atlı olarak Ankara’ya gelen İpsiz Recep, Atatürk tarafından kabul edildi. Recep Reis’e hizmete karşılığı olarak Karasu’da bir ev ve arazi verildi. Gönüllerden yazı bilenler devlet dairelerinde işe alındılar. Aynı ekipten Rize’ye gelenler ise bando eşliğinde törenle karşılandılar.
Recep Reise verilen ev ve arazi Karasu'nun Kızılcık köyünde idi. Recep Reis bu evi Altıkanoğlu Mehmet'e bağışlayarak kendisi Yeni Mahalleye taşındı. İstiklal madalyası sahibi olan Recep Reis, 1928 yılında Karasu'da vefat etti ve Ulucami yanındaki kabristana defnedildi.

  

   2. ADAPAZARI'NDA YAMAKOĞLU ÇETESİ

  

   Atatürk tarafından Batum'dan çağrılıp İzmit-Adapazarı Cephesinde görevlendirilen subaylardan Tabur İmamı İbrahim Hakkı Efendi, Karadereli Yamakoğlu ailesinden idi. Burada oluşturduğu çeteye akrabalarından Tahiroğlu Durali, Milis Yüzbaşı Durali oğlu Ahmet, İbrahim Hakkı Efendinin kardeşi Mustafa, Tahir oğlu İsmail, Aziz ve Tevfik ile Çolakoğullarından Sarı Ali de katılmıştı. Bu çete Ali Fuat Paşa cephesinde savaşarak pek çok yararlı hizmetlerde bulundu. İngilizlerle savaştı. Geyve hükümet konağının alınmasında yararlılıklar gösterdi. Rum ve Ermeni çeteleri ile yapılan mücadelede Tabur İmamı İbrahim Hakkı ile birlikte kardeşi Mustafa ve Tahiroğlu İsmail şehit oldular. Bu çeteden şehit olanların aileleri, ineklerini de yanlarına alarak bin bir zahmetle yaya olarak Rize'ye geldiler. Bu mücadelede şehit olan İbrahim Hakkı Efendinin hanımı Meryem ile Tahir oğlu İsmail'in annesi Fatma Hanıma şehit aylığı bağlandı.

  

  13 -Süleyman Kazmaz, İpsiz Recep ve Gönüllüler adlı eserini çete mensuplarının rivayetlerine dayandırdığı için rivayetlerde geçen rakamları ihtiyatla karşılamak gerekir. 200

 


200
Önceki                  Sonraki