I  II  III  IV  V  VI  VII  VIII  IX  X  XI  XII  1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129  130  131  132  133  134  135  136  137  138  139  140  141  142  143  144  145  146  147  148  149  150  151  152  153  154  155  156  157  158  159  160  161  162  163  164  165  166  167  168  169  170  171  172  173  174  175  176  177  178  179  180  181  182  183  184  185  186  187  188  189  190  191  192  193  194  195  196  197  198  199  200  201  202  203  204  205  206  207  208  209  210  211  212  213  214  215  216  217  218  219  220  221  222  223  224  225  226  227  228  229  230  231  232  233  234  235  236  237  238  239  240  241  242  243  244  245  246  247  248  249  250  251  252  253  254  255  256  257  258  259  260  261  262  263  264  265  266  267  268  269  270  271  272  273  274  275  276  277  278  279  280  281  282  283  284  285  286  287  288  289  290  291  292  293  294  295  296  297  298  299 



  Memiş Ağanın resmi kayıklardaki adı ve unvanı şu şekildeydi: "Kapucubaşı, Rize Ayanı, Tuzcuoğlu El-Hac Memiş Ağa"
Cevdet Paşa, Memiş Ağa hakkında şunları söylüyor: "Memiş Ağa, ahalinin vergisini birden miriye öder, sonra mahsul vakti kendilerinden zahire alırdı. Bu alışverişten kendisi de kazanırdı. Ama halk da tahsildar baskısından uzak kalır, kendisine bağlanır ve teşekkür ederdi. Sonra beş on kazayı maktua bağlayarak menfaatlerini eline geçirirdi. Böylece kazaların halkını kendine çekip çevirmiş, kısaca o bölgeyi eline almıştı." Zamanın Trabzon Valisi Hazinedaroğlu Süleyman Paşa'nın 13 Temmuz 1815 tarihli tahriratla Sadrazam Rauf Paşa'ya yazdıkları ise bundan farklıdır. Hazinedaroğlu Süleyman Paşa, sadrazama yazdığı şikayetnamede : "Trabzon Sancağında Rize Kazası Ayanı Tuzcuoğlu Memiş Ağa, eşkıyalıkla meydana çıkmış, kendi başına hareket etmekte, yukarıda anılan kaza ahalisini günbegün zarara uğratarak karışıklığa imkan hazırlamakta, haksız yere nefisleri öldürmekte, kanları akıtmakta, mallara el koymaktadır. Ölenlerin terekelerini zapt ederek onları hak sahiplerine vermemektedir." dedikten sonra, devamla, isyan ateşinin Trabzon'un bütün kazalarına ve hatta Gönye sancağı ile Ahıska Eyaletine kadar yayıldığını, bazı eşkıya erbabını malikanesinde gizlediğini ve koruduğunu, Rize'nin dört senelik vergisini vermediğini, valinin ve devletin emirlerini dinlemediğini, Faş Kalesi cihetine memur edildiğinden bu yana devletin işlerine ve devletin devamına hiç zihin yormadığını söylemektedir.
Süleyman Paşa Tuzcuoğlu'nun davranışlarını anlattıktan sonra cezalandırılmasını istemekte ve şöyle demektedir : "Bu durum izale ve islah edilmedikçe insanların rahat etmesinin ve beldelerin düzene konulmasının mümkün olmayacağı açıktır."
Cevdet Paşa da Tuzcuoğlu isyanının sebebini şöyle belirtiyor : "Süleyman Paşa, Faş muhafazasına görevlendirilince kendisinden senetle bir defa yüz bin, iki defa da yüzeli bin kuruş isteyince Memiş Ağa bu iki senedi yırtıp Süleyman Paşa'yı geri çevirmişti. Bu son iki yüzeli bini vermeye gücü yetmeyeceğini bildirerek özür dilemişti. Süleyman Paşa buna gücenip bir yolunu bularak öldürmek istemişse de halk hep onun adamı olduğu için çaresini bulamadı."
Trabzon Valisi Hazinedaroğlu Süleyman Paşa ile Tuzcuoğlu Memiş Ağa arasındaki soğukluğun nedenlerinden biri de Hazinedaroğlu Süleyman Ağanın paşalığa yükselerek Memiş Ağanın başına amir olarak atanması olmuştu. Süleyman Paşa, 1810 tarihinde Faş Kalesi üzerine kuvvet gönderildiği esnada Memiş Ağa ile aynı statüde Şarkıkarahisar voyvodası ve

  128

  

 


128
Önceki                  Sonraki