Rize'nin İslampaşa Mahallesinden, polis memurluğundan emekli Mehmet Özkan, Rize'nin işgali sırasında 9 yaşında olduğunu belirttikten sonra şöyle diyor : "1332 tarihinde, Rusların Rize'yi işgalinden 10 gün evvel, Binbaşı Karaman Bey komutasında bulunan ve sayıları 500 askerden ibaret olan resmi ve gönüllü kuvvetler, Taşlıdere mevkiinde istihkâm kazarak mevzilenmişlerdi. Rusların savaş gemileri, Gündoğdu mevkiinde 40 bin Kazak askeri karaya çıkararak muharebe başladı. Saat 14.00 sıralarında başlayan çatışma ile birlikte denizde bulunan Rus savaş gemileri istihkâmlarımızı ağır silahlarla dövüyorlardı. Karaya çıkan düşman ordularının miktarı 40 bin Rus ve Ermeni karışık askerden ibaretti. Bizim askerlerimizin silahlarının çoğu tekli martinden ibaret olup, beşli mavzer pek azdı. Topa karşı da top yoktu. Bu sırada İslampaşa mahallesi halkı, İslampaşa'dan Hacıoğlu Şaban'ın portakallık bahçesinde toplanarak gözyaşı döküyordu. Kahraman taburumuz cesaretleri sayesinde üç saat kadar sebat ettiler. Burada şehit olan askerlerimiz aynı yerde defnedildi. Fakat aradan bir zaman geçti, derelerin taşması ile şehitlerin yerlerinin kaybolacağından endişe edilerek, gömüldükleri yerden alınarak daha salim ve emin bir yere nakledildiler. Şehitlerin üzerinde bulunan bir miktar para ile İslampaşa Mahallesi dahilinde bir çeşme yaptırıldı. Ruslar, 2 Mart 1918 tarihine kadar Rize'de kaldı. Nihayet Ruslar, Rize'yi terk ettikleri zaman geride kalan Ermeniler, Rize'yi yaktılar ve İslampaşa'dan İsmailoğlu Zihni ile Öksüzoğlu Besim ve Murat isimli üç çete mensubunu müsademe ile şehit ettiler. Bu müsademe Bağdatlı Mahallesinde Taviloğlu'nun kahvesi önünde vuku bulmuştu. Çete reisi, Portakallık Mahallesinden İpsiz Recep Reis isminde yaşlı bir adamdı." Güneysu Kasabası, Gültepe mevkiinden 1900 doğumlu Mehmet Büyük, Rus işgali sırasında Rize'de bir lokantada çalışıyordu. Rize'nin Ruslar tarafından işgal edilmesini şöyle anlatmaktadır: "Ruslar, Askoroz Deresi ağzına asker çıkardılar. Buraya çıkmadan önce gemilerden atılan mermilerin sesi köyden duyuluyordu. Çok miktarda at ve askerle Rize'ye girdiler. Rize o kadar kalabalık görmemişti. Rus askerleri camilerde kaldı. Gemilerden attıkları toplarla sahildeki binalar zarar görmüştü. Rus işgali sırasında Rize'ye beyaz domuzlar getirmişlerdi. Domuz ve sığırları, başlarına bir şeyle vurarak öldürüyorlardı. Rus işgali sırasında ve daha sonra halk o kadar yoksullaştı ki; bazı insanlar atların pisliklerinden mısır taneleri toplayıp yiyorlardı. Tuz bulunmuyordu. İnsanlar denizden su taşıyıp kaynatıyor ve tuz elde ediyordu. Ruslar, sahilde demiryolu yapmak için kadın ve çocuk demeden halkı zorla çalıştırıyordu. Büyüklere bir manat, kadın ve çocuklara yar(ı8)m manat ücret ödüyordu. Ruslar, Rize’yi terk ederken yangın çıkardılar ve bu arada Orta Camiyi de yaktılar.”
4. İŞGAL YILLARI
Rus işgali iki yıl sürdü. Ruslar önemli gördükleri mevkilere askerlerini yerleştirerek hakimiyet kurmaya çalışıyorlardı. Askerlerin bir kısmı medreselere ve bir kısmı camilere yerleştirildi. Ardeşen’de Köprüköy Medresesi ile Rize’de bazı camiler bu amaçla kullanıldı. Trabzon’da Rum ağırlıklı bir yönetim oluşturdular. Bazı yerlerde yerli halktan yöneticiler atadılar. Bu atamalarda Rusça bilenler tercih ediliyordu. Rus şehirlerine gurbet çıkıp buralarda Rusça öğrenen kimseler vardı.
Halk işgal yıllarında yoksullaştı, eğitim ve öğretim faaliyetleri aksadı. Rize köylerinde Rum ve Ermeni azınlığı yoktu. Bu nedenle bazı yerlerde görülen Rum ve Ermeni mezalimi Rize Köylerinde görülmedi. Lakin Rus ordusu içinde bulunan Ermeniler, fırsat buldukça halka kötülük ettiler. Ermenilerin insanların malına ve namusuna yönelik tecavüzleri Rus komutanlarca şiddetle cezalandırılıyordu. Ruslar görünüşte halka yakın durmaya çalışıyorlardı. Ruslar işgal ettikleri topraklarda sürekli kalacakmış gibi hareket ediyor ve bilhassa yol yapım çalışmalarına belli bir ağırlık veriyor; sahil yolunun ve Kalkandere üzerinden İkizdere yolunun yapılması için halkı belli bir ücret karşılığında çalıştırıyordu. Bu amaçla köprüler, istinat duvarları, ve yol genişletme çalışmaları yaptılar.
 8 -Yukarda söylediğimiz gibi bu çalışmalar sırasında pek çok çocuk ve delikanlı hayatını kaybetti.
195
195 |