onlara büyük bir konukseverlik gösterdi. "Süleyman Ağanın güçlü bir yapısı vardı. 50 yaşlarında görülüyordu. Çıkık burnu ve küçük gözleri genişliğine uzunca idi. Belki Hamam Bey yönetiminde Hemşin toprağına gelenlerden, burayı şenlendirenlerden kalan bir aile idi. Terbiyeli bir lehçe ile konuşuyordu. Türkçeden başka dil yoktu." Kumbasaroğlu Süleyman Ağa, gençliğinde soygunculuk ve eşkıyalık yapmış, son Tuzcuoğlu isyanında da isyancılar arasında yer almıştı. Kumbasaroğlu Süleyman Ağa, Trabzon Valisi Osman Paşaya tutsak düşerek İstanbul'a getirildi ve hapse atıldı. Buradan rüşvet vererek kaçmayı başarınca bir gemi ile Avusturya'ya gitmeye hazırlanırken İzmir'de yakalandı. İkinci defa hapisten kaçmayı başarınca eski işlerine dönmeyeceğine söz vererek affedildi ve Cimil'deki konağına gelip yerleşti. Günümüzde birkaç duvarından başka, bütünüyle yıkılmış olan bu konak, Koch tarafından genişçe tarif edilmektedir. Cimil'den hareket eden seyahat heyeti, Ovit Dağını aşarak Çapans'a, Çapans'tan hareketle de İspir Beyi Hasan Ağanın konağına gelir ve burada bir müddet dinlenir. Rize dağlarının bitki örtüsünü incelemek için bölgeyi gezen Prof. Koch ve beraberindekiler, 9 Ağustos günü İspir'den yola çıkarak Ermenilerin oturduğu 400 haneli Hotoçur'a ve ardından da Müslümanların oturduğu 200 haneli Hevak köyüne ulaşır. Hevak köylüleri, Hotoçurlu Ermenilerin soğuk davranışlarının aksine köyüne gelen yabancıları sıcak bir şekilde karşılar. Hevak'tan hareketle Çamlıhemşin'in Hala köyüne gelebilmek için Kaçkar dağlarının, zor bir yolculukla aşılması gerekir. Kaçkar dağlarını aşarak fevkalade acıkmış bir şekilde Hala köyüne inen seyahat heyetine, burada mısır lapası, bal ve yumurta ikram edilir. Seyahatin bu bölümünde Koch, Hala köyünün mahallelerini birbirine bağlayan iki kemer köprüden ve bunlardan birinin üzerinde bulunan bir tabeladan bahseder. Aynı köprülerden birinin de Çamlıhemşin'e geçişi sağladığını belirtir. Çamlıhemşin'den Hemşin tarafına geçebilmek için Viçe dağı aşılır. Koch'un belirttiğine göre Hemşin'de üç yönetici bulunuyordu. Bunlardan biri Zuga'da, ikincisi Marmanat'ta oturuyordu. Üçüncüsü ise, Fırtına dere-sinin batı koluna hakim olan ve yazları yükseklerdeki yazlığına çıkan bir yönetici idi. Bölgede anlatılan bir hikayeye göre asrın başlarında Hemşin Beyi, Halit Ağa isimli bir şahıstı. Halit Ağa ile Cimil Beyi Süleyman Ağa bir-leşerek Marmanat Beyini konağında kuşatırlar, fakat öldürmeyi başaramaz-lar. Buna karşılık Marmanat Beyi, Halit Ağayı misafir kaldığı evde öldürür. 17 Ağustos Perşembe günü, Gezi heyeti Pazar ilçe merkezine iner. O gün çarşıda pazar kuruluydu. Pazar yerini tarif eden Koch, deniz kenarına yakın,
139
139 |