78
dileme imkânı tanımaktadır. O halde 76/29 ayetini, önce gelen 76/28 ayeti istikametinde yorumlamamız gerektiği açıktır. Diğer yanda bu ayetlerin geçtiği ‘İnsan’ süresinin geneline baktığımızda şunları görmekteyiz: “İnsanın imtihan edilmek için yaratıldığı” 76/2; “Biz ona doğru yolu gösterdik, İster şükredici olsun, ister nankör, kafir” 76/3; “İşte bu yaptıklarınızın mükafatı” 76/22
İnsan süresinden önce gelen Kıyamet süresinin 55. Ayetinde de şöyle diyor Allah: (femen şae zekerehü) Dileyen ondan (Kur’andan)öğüt alır.
Mesele şudur: Evrensel planda dileyen yalnız Allah’tır ve Allah izin verirse insanlar veya başkaları dileyebilir. Bu aynı zamanda Allah’ın kudretini ifade etmektedir. Bir bakıma Allah insanı dileyebilen bir canlı olarak yaratmıştır. Allah dileseydi insan dileyen olmazdı. Bir de şu var: İnsanları imtihan edilmek için yaratılmış olması.
Şimdi de “Tekvir” sürenin 27, 28 ve 29. Ayetlerine bir göz atalım.
O alemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür. (Tekvir 81/27-28) Ayette “şae” (dileme) fiili geçtiği dikkate alındığında çevinin (dürüst olmayı dileyenler için) şeklinde olması gerekir. Yani dilemek fiili insana nisbet edilmiştir.
Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. (Tekvir 81/29)
. يَسْتَقِيمَ اَنْ مِنْكُمْ شَاءَ لِمنْ . لِلْعَالَمِين ذِكْرٌ اِلأ هُوَ اِنْ
الْعَالَمِينَ رَبُّ اللهُ يَشَاءُ اَنْ الأ تَشَاؤُنَ وَمَا
Burada da alemlere bir öğüt olarak gönderilen Kur’ana uyulması ve bu sayede doğru yolun seçilmesi isteniyor. Yani insanları seçiminde serbest bırakıyor. O halde “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz” ayetini bu çerçevede yorumlamak gerekmektedir. Yaptığımız bu açıklamalar
78 |