1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  60

  

  Maturidî’nin ikinci tarifini dayandırdığı hadis ve bu hadise dayalı olarak yaptığı tarif, bir bakıma insanı konu almakta ve insanın gerçekleştirdiği hayır ve şerrin yani iyilik ve kötülüklerin, Allah tarafından yaratıldığını ifade etmektedir. Nitekim Maturidi şöyle demektedir: “Bu açıdan (kulların kendi fiillerini zaman ve mekan faktörleri açısından takdir etmeleri) kullara ait fiillerin Allah’tan değil de kendilerinden sadır olması ihtimal dahilinde bulun-mamaktadır. (Kitb’üt Tevhid. Bekir Topaloğlu Tercümesi)

  Neticede bu ikinci tarife göre, insan eylemlerinin hangi zaman ve hangi mekânda yapılacağının, eylemlerin hak mı, batıl mı olduğunun, bunlara verilecek mükâfat ve cezanın Allah tarafından belirlenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Bu da insanların eylemlerinde hür olmadığı sonucunu doğurmaktadır.

  Maturidi’nin yaptığı bu iki tarif arasındaki tezat dikkate alındığında, sanki birileri, Maturidi’nin ilk görüşleri hilafına kendi görüşlerini onun kitabına ilave etmiş gibidir. Yahut ben Maturidi’nin ne demek istediğini anlamış değilim.

  Maturidî şunları da söylemektedir: “ Allah’ın takdirine yer alan hususlardan hiç biri, insanları, işledikleri fiillere yöneltmiş, sevk etmiş veya icbar etmiş değil-dir…Aslında insanlar yapmakta oldukları fiillerin tam zıddını işleme imkânına da sahip kılınmıştır.” (Kitab’üt-Tevhid. Bekir Topaloğlu Tercümesi. Sayfa 395)

  Peki bu nasıl olacak? Maturidî şunu mu demek istiyor: İnsanların işledikleri fiiller Allah’ın takdirinde değildir. Maturidî bunu demiyor. Çünkü bunu muarızı olduğu ve eleştirdiği Mu’tezile söylüyor.

  Maturidî şunları da söylemektedir: Kaza ve kader konusunda kimsenin bir mazereti olamaz. “Allah Teâlâ kaza etti, halk etti.” Sözünün manası şudur: Allah bunların seçilip tercih edildiğini bildiği için O’nun irade, halk (yaratma) ve

  

 


60
Önceki                  Sonraki