1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  46

  

  ve Cehennemdeki yeri kendisine mutlaka yazılmıştır. Şaki (günahkar kimse) veya said ( iyi kimse) olacağı da mutlaka yazılmıştır.” buyurdu. Bu sırada bir kimse: “Ey Allah’ın Resulü, o zaman çalışmayı bırakıp Allah’ın yazdığı yazgıya bağlanmalı değil miyiz? Çünkü bizden kim saadet ehlinden ise saadet ehlinin ameline yönelecek, kim de şaki ehlinden ise şaki ehlinin ameline yönelecektir.” dedi. Resulüllah(s.a.v.) “ Ancak iyilik ehlinin iyilik ameli kolaylaştırılacak, günah ehline de günah ameli kolaylaştırılacaktır.” buyurdu. ve: “Fakat kim (itaati) verir de (günahtan) sakınır, en güzel olanı doğrularsa biz de ona kalay olanı, kolaylaştırırız. Kim cimrilik eder (itaatı vermez, itaate) karşı kendini kayıtsız görür, en güzel olanı yalanlarsa biz de ona zor olanı kolaylaştırırız” (Leyl 5-10) ayetini okudu. (Sahih-i Buhari, cenazeler, 682. hadis)

  Ayetin Diyanet Vakfı Meali de şöyle: 5-Artık kim verirde saklanırsa, 6-Ve en güzeli de tasdik ederse, 7- Biz de onu en kolaya hazırlarız. ( onda başarılı kılarız) 8- Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, 9- Ve en güzeli yalanlarsa, 10- Biz de onu en zora hazırlarız.

  Yukarıda aldığımız hadis-i şerifte Peygamberimiz insanların şaki mi sait mi olduklarının önceden belirlenmiş olduğunu söylüyor. Nitekim ona itiraz eden sahabe de Peygamberimizin sözlerinden bunu anlamıştır. Peygam-berimizin kendi sözünü izah için söylediği ayetler ise bu duruma değil de insanların fiillerinden dolayı sorumlu olduklarına işaret ediyor. O halde hadisin rivayetinde bir sorun olduğunu söylemek durumundayız. Peygamberimizden bu konuda rivayet edilen hadislerde insanların hür iradesine vurgu yapan sözlerin yer almadığı görülmektedir. Bu da bu alandaki rivayetlerin Emevîler Devrinde ve onların Cebriyyeci tutumları doğrultusunda şekillendiklerini akla getirmektedir.

  

  

 


46
Önceki                  Sonraki