39
Birinci paragrafta söylenen şeyler alimlerin kendi yorumları, ikinci paragrafta yer alan hususlar da sıhhati tartışılan hadislere dayandırılmış.
Birincilere yorumlar dememizin sebebi, bu konuların farklı mezheplere mensup alimler tarafından farklı biçimlerde yorumlanmasıdır. ‘Kul fiilinin halikidir” “Kul fiilinin haliki değildir”, ‘Hayır da şer de Allah’tandır.’ meselesinde olduğu gibi.
Bir başka mesele de şu: Alimler bazen bir fikri açıklamak için Kur’anda olmayan terimler de kullanmışlardır. Bunlardan biri “ezelî” kavramıdır. Kur’an Allah ezelidir demiyor, Kur’an “El-Evvelü ve’l-Ahıru” deyimini kullanıyor: O, İlk ve Son olandır. Ezeli kelimesi kelâm ilmindeki tartışmaların bir aracı olarak kullanılmıştır. Allah’ın sıfat-larından bazılarının ezeli olup olmadığı meselesi gibi. Zaten kader ve irade hürriyeti konusunda zihinleri tartışmaya götüren şeylerden biri, bu konuda ve bazı durumlarda kendimizin icat ettiği ve kendimizin anlamlandırdığı kavramları kullan-mamızdır. Bunu yaparken belki de Allah’ın murat etmediği şeyleri ona nispet etmiş oluyoruz.
Burada bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum:
Kur’an’da ‘gaybı’ yalnız Allah’ın bileceği vurgu-lanıyor. Ama alimler bu hakikati bile bin dereden su getirerek sulandırıyorlar. Allah isterse Peygamberimiz yine isterse veliler gaybı bilir diyorlar ve işleri karmakarışık ediyorlar.
Bu konu ile ilgili Kur’andan bazı ayetler şöyle:
Göklerde ve yerde olanlar gaybı bilemezler, ancak Allah bilir ve onlar ne zaman dirileceklerini de bilemezler. (Neml 27/65)
Zaman olmuş Peygamberimize gayb haberlerinden sorulmuştur. Bu sorulara karşılık Allah, Peygamberimize şunu söyletiyor:
39 |