102
dürtülerine karşı da kazanılmalıdır. O halde gerçekte var olmak için dış dünyanın dayatmalarına, cemiyetin çürümüş değerlerine, ayıplamalarına, dayanışma kurallarına, yaptırım-larına cesaretle karşı durmak ve kişisel menfaatlere esir olmamaktır.
Nurettin Topcu’nun “Var Olmak” adı altında toplanan makalelerinin başlıkları bile onun hürriyet ve irade anlayışına önemli ölçüde ışık tutmaktadır:
“İnanmak”, “Düşünmek”, “Bilmek”, “Kuvvet”, “Hürriyet”, “Izdırap”, “Dua”, “Zafer”, “Çile”, “Kalbin Emir-leri”, “İlahî Neşve”.
Bence bu makale başlıkları bile, irade hürriyetini kullanmanın ve neticede var olmanın basamaklarını ve ahlâk kahramanın yürüyüşünü göstermektedir.
Topçu, İsyan Ahlâkı adlı yazısında (İradenin Davası) şöyle diyor: “Ahlâkta iradeyi bu kelime ile ifade edeceğiz.” Yani “isyanla”
Topçu, uysallık ve itaat telkin eden zihniyetlere karşı durarak “ Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım.” ilkesini toplumun tekamülüne, değişim taleplerine karşı duran bir tavır olarak görür.
Olgunlaşmak, var olmak kendi kendini aşmaktan geçer. İnsanda böyle bir güç vardır. Bu gücü kullanma imkanı varsa irade hürriyeti de vardır.
Nurettin Topçu, iradesiz insanı ise şöyle tarif ediyor:
“Kararlarımızı vermeye gücümüz yetmiyor, verilmiş kararlar arıyoruz; kendi benliğimizde ideal yaratacak kudret bulamıyoruz, yabancı ideallere el açıyoruz; kendi inanç-larımızı cemaat arasında söylemeye dilimiz varmıyor, yabancı inançlarla bağırıyor ve hep yabancıları alkışlıyoruz. Bu hâl karşısında iradenin bize dava açması haksız değildir.”
Bir yerde de şöyle diyor Topçu:
102 |