1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  Fakir ve miskinlerin payı, bunların bulunduğu memleketin civarından toplanan zekâtlardan verilir ve o memleketin fakir ve miskinlerine sarf edilir. Hadiste de beyan edildiği veçhile, bir memleketin fakirlerine ait pay o memleketten çıkarılıp başka memleketlerin fakirlerine sarf edilemez.

  Diğer sehimlere gelince; halife, Allah’ın Kur’an’da belirttiği yerlerden dilediğine tahsis edebilir. Geri kalan zekât mallarını halife bir tek sınıfa da tahsis etmiş olsa, bu şer’an caizdir.”

  

  Ebu Yusuf, “bir memleketin fakirlerine ait pay o memleketten çıkarılıp başka memleketlerin fakirlerine sarf edilemez” demekte ve buna delil olarak da bir hadisin varlığından bahsetmektedir. Hanefi mezhebinin görüşü olarak karşımıza çıkan bu anlayışa temel teşkil edebilecek bir haberin İbn-i Mace tarafından rivayet edildiği görülmektedir. Bu rivayete göre: Peygamberimizin ölümünden bir müddet sonra zekât/sadaka toplamakla görevlendirilen bir sahabe, gittiği yerden hiçbir mal getirmemiştir. Kendisine neden mal getirmediği sorulunca da bu memur: “ Onu Resûlüllah (s.a.v.) zamanında aldığımız yerlerden alıp, verdiğimiz yerlere verdik” demiştir. Yani fakirlere dağıttım geriye bir şey kalmadı demek istemiştir. Bu memur sadece fakir ve miskinlerin hissesini mahallinde dağıtmış olabilir. Yolcuların, köle azadının ve diğer harcama kalemlerinin hisseleri ne olmuştur? Bu hisseleri de hilafet merkezine getirmemiştir. Zekât/sadakaların bütün sarf yerleri gözetilmemiştir. Eğer bu rivayet sahih ise, bu ancak özel ve istisnayı bir durumu ifade eder. Zaten istisnai bir durum olmazsa o sahabeye yaptığının hesabı neden sorulmuş olsun. Çünkü diğer memurlar böyle davranmamaktadır. O

  

  46

  

 


46
Önceki                  Sonraki